Röportaj

Sofra Muhabbeti: Prof. Dr. Safiye Yılmaz

Sibel KÖROĞLU - MegaPlus Dergisi Genel Yayın Koordinatörü

Sibel KÖROĞLU

MegaPlus Dergisi Genel Yayın Yönetmeni

Bu ay sofram yine İzmir’in nefes alanı Kültürpark Tenis Kulübü’nde, ROSE GARDEN 1941’in VIP Salonu’nda. Bir tatlı sonbahar akşamüstü, iş çıkışında çay keyfi yapıyoruz. Rose Garden 1941’in mekânda yenilikler ve güzellikler yaratan, beyefendi müdürü Yavuz Meço’nun hazırlattığı harikulade çay lezzetleriyle bir hanımefendiyi ağırlıyorum; Atagöz Dal Merkezi’nin ortağı, Ata Sağlık Hastanesi Yönetim Kurulu Başkanı Prof.Dr. SAFİYE YILMAZ.

Çok içten, çok zarif ve çok net bir kadın Safiye Yılmaz. Tüm samimiyetiyle cevapladı sorularımı.

Sibel Köroğlu: Safiye Hanım, sizi daha yakından tanıyabilir miyiz?

Safiye Yılmaz: 1973, Manisa doğumluyum. Lise öğrenimimi Bornova Anadolu Lisesi’nde bitirdim, sonrasında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesini kazandım. Tıp ilk tercihimdi, çünkü ilkokul çağlarından beri doktor olmak istiyordum.

Genel yayın yönetmenimiz Sibek Köroğlu Ata Sağlık Hastanesi Yönetim Kurulu Başkanı Prof.Dr. SAFİYE YILMAZ ile ültürpark Tenis Kulübü’nde, ROSE GARDEN 1941’in VIP Salonu’nda keyifli bir sohbet gerçekleştirdi.

SİBEL KÖROĞLU: Etkilendiğiniz bir şey mi oldu? 

SAFİYE YILMAZ: Evet. Bir tekne gezisine katılmıştık orada bir kadın doğum doktoru abim ile karşılaştım. Mesleğini çok seviyor, severek anlatıyordu; onun mesleğine olan tutkusuna hayran kaldım. Ailemde hiç doktor yok hatta şu anda bile sülalede yok. Buna rağmen ben o hayranlığımın üstüne doktor olmak istedim.

Şu an tüm ailem ticaretle uğraşıyor ve ailede tek doktor benim.

SİBEL KÖROĞLU: Göz doktoru olma kararı nasıl geldi?

SAFİYE YILMAZ: Tıbba başlarken çocukları çok sevdiğim için çocuk doktoru olmak istemiştim. Çocuk branşında yaz stajını yaparken hasta çocukları görünce çok üzüldüm. Hasta çocuklarla ilgilenirken onların durumuna dayanamayacağımı anladım.

Göz stajını yaparken bu branş bana çok güzel geldi, çünkü bu branşta ölüm haberi yoktu. Ve gözler hep açılıyordu, herkes çok mutluydu. Mutlu sonla bittiğini görünce bunun bana göre olduğuna karar verdim. Sonra ilk 5 tercihimi gözden yana kullandım ve ilk tercihim olan yeri kazandım. Atatürk Eğitim Araştırma Hastanesi’nde ihtisasını tamamladım. Orada beraber çalıştığımız bir hocam vardı, benim orada kalmamı istedi, bakanlıkla yazışmalar sürdü ve orada kaldım. Sonrasında orada birtakım yayınlarımı ve dosyamı tamamladım. Uzmanlığımın beşinci yılında doçentliğe başvurdum. Beşinci yılda başvurulabildiği için beklemek zorunda kaldım; bana kalsaydı hiç beklemezdim. Doçentliğimi Cerrahpaşa Tıp Fakültesinde aldım. Beş yıl tamamlandığında profesörlüğüm unvanım geldi. Şimdi 5 yıllık profesörüm. 

2004 yılında aynı yerde ihtisas yaptığım 3 göz hekimi bir araya geldik ve Atagöz’ü kurduk. Aynı yıl eski eşimle evlendim, 2006 yılında ilk kızım, 2008 yılında ikinci kızım doğdu, iki kız annesiyim. 

Bu arada Amerika ve Kanada’da birer yıllık görevlendirmelerim oldu. Oralarda hem eğitimime devam ettim hem mesleğimi geliştirmiş oldum. 

Genel yayın yönetmenimiz Sibek Köroğlu Ata Sağlık Hastanesi Yönetim Kurulu Başkanı Prof.Dr. SAFİYE YILMAZ ile ültürpark Tenis Kulübü’nde, ROSE GARDEN 1941’in VIP Salonu’nda keyifli bir sohbet gerçekleştirdi.


SİBEL KÖROĞLU: Ata Sağlık Hastanesi’nin temelinde de Atagöz var değil mi?

SAFİYE YILMAZ: Atagöz’ü 2004 yılında kurduk, sonra giderek büyüdü. Deneyimli uzman doktor kadromuzla İzmir’de Bayraklı, Hatay ve Gaziemir şubelerimizde kesintisiz olarak sağlık sorunlarına çözüm buluyoruz. Atagöz günde 24 saat kesintisiz hizmet veren Türkiye ve Türkiye dışında da referans merkezi olarak kabul edilmiş, tanı ve tedavide lider bir kurum oldu.

2014 yılında da Ata Sağlık Hastanesi’ni açtık böylece genel bir hastanemiz oldu. 

SİBEL KÖROĞLU: Hastaneniz kadın ağırlıklı bir hastane…

SAFİYE YILMAZ: Evet öyle, aslında gerçekten bu planladığınız bir şey değildi. Ancak ben kadınların yöneticilik konusunda da mesleki anlamda da çok başarılı olduklarına inanıyorum. Tamamen işine odaklı çok başarılı yöneticilerle çalışıyorum. 

Genel yayın yönetmenimiz Sibek Köroğlu Ata Sağlık Hastanesi Yönetim Kurulu Başkanı Prof.Dr. SAFİYE YILMAZ ile ültürpark Tenis Kulübü’nde, ROSE GARDEN 1941’in VIP Salonu’nda keyifli bir sohbet gerçekleştirdi.

SİBEL KÖROĞLU: Kaç personel var şu an?

SAFİYE YILMAZ: 330 personel var. Bunun yaklaşık %70’i kadın, üstelik yönetici kadromuz da kadınlardan oluşuyor. Tamamen işine odaklı 5 kadın yönetici ile çalışmaktan çok memnunum.

SİBEL KÖROĞLU: Hastane olarak sosyal sorumluluk projelerine de destek veriyorsunuz…

SAFİYE YILMAZ: Evet, sosyal sorumluluk projelerini önemsiyoruz ve yer almaya çalışıyoruz. Bir projemizden bahsedeyim. Biz Koruyucu Aile Derneği üyesiyiz, kimsesiz çocuklara koruyucu aileler bulmaya çalışan bir dernek bu. Dernek vasıtasıyla Karşıyaka Çocuk Yuvasında bebek evi eksiği olduğunu öğrendik ve Ata Sağlık olarak Karşıyaka Çocuk Yuvasına bir bebek evi yapıyoruz. Yani 0-3 yaş arasındaki bebeklerin bakılabileceği bir yer kazandıracağız. 

Bunun dışında da bize uyan sosyal sorumluluk projelerinde yer almaya çalışıyoruz. Çünkü siz evrene ne verirseniz size o geri döner, buna inanıyoruz. 

SİBEL KÖROĞLU: Karşılamadan itibaren hastaya “bizim için özelsiniz” hissini veriyorsunuz…

SAFİYE YILMAZ: Bunun hissedilmesi benim için çok değerli. Çünkü vermek istediğimiz de bu zaten.

SİBEL KÖROĞLU: Dizi de çekildi sanırım hastanenizde…

SAFİYE YILMAZ: Evet, ağırlıklı olarak Foça’nın olduğu Rüzgar’ın Kalbi dizisinde  hastanemiz de çok rol aldı.

SİBEL KÖROĞLU: Doktor dizilerini nasıl buluyorsunuz?

SAFİYE YILMAZ: Ben sevmiyorum onları. Seyirci olarak insanlar seviyor ama doktorlar olarak hepimiz aynı görüşteyiz sanırım pek sevmiyoruz.

SİBEL KÖROĞLU: Branşınız göz olmasaydı ne olurdu?

SAFİYE YILMAZ: Kadın doğum ya da plastik cerrahi olurdu. Eskiden beri kendime bakmayı zaten seviyorum, güzel kadınları da seviyorum.

Plastik cerrahi de insanları güzelleştirme ile ilgili olduğu için benim ilgilendiğim bir alan olurdu. Kadın doğum da kadına yönelik olduğu için yine bana uygundu. Ama göz de dediğim gibi ölüm yok, sonuçları da güzel genelde. O sebeple ben işimi çok severek yapıyorum, hastalarımla da güzel bir iletişimimiz var.

Genel yayın yönetmenimiz Sibek Köroğlu Ata Sağlık Hastanesi Yönetim Kurulu Başkanı Prof.Dr. SAFİYE YILMAZ ile ültürpark Tenis Kulübü’nde, ROSE GARDEN 1941’in VIP Salonu’nda keyifli bir sohbet gerçekleştirdi.

SİBEL KÖROĞLU: Peki, modayla ilgileniyor musunuz, yakından takip ediyor musunuz?

SAFİYE YILMAZ: Her zaman söylenen klişedir “moda kişinin kendine yakıştırdığıdır” aslında ama yaz ya da kış neyse o dönemin modası onu mutlaka takip ediyorum açıkçası ve moda olan şeylerden de kendine yakıştırdığımı satın alıyorum. Ayakkabı ve çantaya özel bir ilgim var evde artık koyacak yer bulamıyorum diyebilirim. 

SİBEL KÖROĞLU: Biraz da kızlarınızdan bahsedelim…

SAFİYE YILMAZ: Biri 11, biri 13 yaşında iki kızım var ve onlar benim hayat kaynağım. Aynı zamanda da arkadaş gibiyiz. Şu an ortaokula gidiyorlar ve biri sınava hazırlanıyor. Tenisle ilgileniyorlar. Beraber at binmeyi, alışveriş yapmayı ve seyahatlere çıkmayı çok seviyoruz. Çok iyi giden bir iletişimimiz var. 

SİBEL KÖROĞLU: Ev işleriyle ve mutfakla aranız nasıldır?

SAFİYE YILMAZ: En çok sevdiğim mutfak kısmı; mutfakta bir şeyler yaratmaktan çok mutlu oluyorum. Titiz bir kadınım ama ev işlerini kendim yapacak vakti bulamıyorum. Sağ olsun, yardımcım var o ilgileniyor ama mutfakta mutlaka ben yer alıyorum. Özellikle pasta börek işlerini çok severim, gördüğüm sevdiğim her şeyi mutlaka denerim. Elimin ayarının iyi olduğunu, lezzetli olduğunu söylerler. Bu arada mutfak eşyası alışverişleri de çok ilgimi çekiyor. Evimin eşyasından daha çok mutfak eşyalarımı yeniliyorum.

SİBEL KÖROĞLU: Göz branşındaki yenilikleri yakından takip ediyorsunuz. Çok fazla yenilik oluyor mu?

SAFİYE YILMAZ: Geliyor ve biz gerçekten çok hızlı takip ediyoruz. Hatta biz de bazı işlerin öncüleriyiz. Türkiye o anlamda tıpta gerçekten çok ileri. Birtakım yayınlar yapıyoruz. Mesela benim yaptığım bir çalışmanın sonucu, tedavi protokolü olarak geçti kayıtlara. Aslında bir grup hasta üzerinde bir tedavi denedik, düşündük bu olabilir diye. O tedavi sadece benim yaptığım küçük bir çalışmanın sonucuydu.

Yine çok büyük branşlarda çok güzel çalışmalar var Türkiye’de, biz de yeniliklerin öncüsüyüz.

Bir de ben mesleğimi sevdiğim için mesleğimin en zor kısmıyla ilgileniyorum. Cerrahi olarak hepimiz müdahaleler yapıyoruz. Örneğin katarakt, her hekimin yaptığı iştir ama retina çok spesifik bir alan, ben retinayla ilgileniyorum. Ya da kataraktın zor ameliyatlarını yapıyorum diye hep bizim hastaneye yönlendirilir. Mesleğin zor kısmıyla ilgileniyorum ama bunu yapmaktan o kadar keyif alıyorum ki bana zor gelmiyor.

Genel yayın yönetmenimiz Sibek Köroğlu Ata Sağlık Hastanesi Yönetim Kurulu Başkanı Prof.Dr. SAFİYE YILMAZ ile ültürpark Tenis Kulübü’nde, ROSE GARDEN 1941’in VIP Salonu’nda keyifli bir sohbet gerçekleştirdi.

SİBEL KÖROĞLU: Göz bozukluğu aileden de gelen genetik bir özellik taşıyor mu?

SAFİYE YILMAZ: Ailede hiç kimsede yokken de çıkabilir ama genetik özelliği olanlar da vardır. Mesela göz tansiyonunun ailesel geçişi var diyoruz ama %10 gibi bir oran. Yani %90 bambaşka sebepleri var. Ve tamamen yapısaldır, bir şey olmasa da ortaya çıkabilir. 

Belli bir yaşın getirdiği, özellikle 40 yaşından sonra görülen göz problemleri var. Bunlar genetik değildir, herkesin yaşayabileceği bir durumdur. Mesela %100 hepimiz katarakt olacağız, bunu engelleme şansımız yok. Sadece herkeste farklı yaşlarda görülüyor; biraz genetik etken, biraz çevresel faktörler etkiliyor. Birimiz altmış yaşında olacak, birimiz yetmiş yaşında olacak ama herkes mutlaka katarakt olacak. Genetik etkiliyor dediğimiz hastalıklarda bile genetik etki %10 ya da %20’yi geçmiyor.

SİBEL KÖROĞLU: Seyahate olan ilginizi de dinlemek isterim…

Bir seyahat bloğu açacak kadar çok yer gezdim. Bu konuda çalışmalarım da var, çevrem de gezilerimi yazmam konusunda ısrarcı oluyorlar. Hayalini kurduğum her ülkeye gittim sayılır. Bu yıl da çok görmek istediğim Bali’ye gideceğim. 

Seyahate olan ilgimi şöyle anlatayım; Amerika’da klinikte çalıştığım dönemde oradaki herkes şaşıyordu bana, çünkü her hafta sonu Amerika’nın farklı bir yerine gidiyordum. New York, San Fransisco derken gezmediğim yer kalmadı Amerika’da. Ekimde yine San  Fransisco’ya gidiyorum, her yıl bir iki kez gidiyorum Amerika’ya. Kışları ise Maldivler gibi sıcak yerlere gitmeyi tercih ediyorum.  Çok çılgınca davranıp akşam plan yapıp sabah Phuket’e de gittiğim oldu. Daha doğrusu iki saat önce plan yapıp yola çıkmışlığım vardır. Eğer yanımda arkadaş olabilecek kafa dengi birisi varsa “hadi gidelim mi” der, akşamına yola çıkabilirim. Bir de yeşil pasaportum var o da spontane plan yapabilmemde avantaj oluyor.

SİBEL KÖROĞLU: Seyahatlerinizden en çok nereyi sevdiniz?

SAFİYE YILMAZ: Maldivleri çok sevdim, sanırım kaldığım otel nedeniyle de çok hoşuma gitti ama genel olarak da çok güzeldi.

SİBEL KÖROĞLU: Peki bir yere gittiğinizde o yere özel yiyecekleri tadar mısınız? Gittiğiniz yerin hakkını verir misiniz?

SAFİYE YILMAZ: Eski eşimle on iki yıl gezdim, o biraz daha standart şekilde geziyordu ama ben çılgınlık yapmayı ya da değişik tatlar denemeyi, o kültürü keşfetmeyi seviyorum.Bu sene Güney Afrika’ya gittik, orada değişik ne varsa denedim. Mesela timsah eti gibi denenebilecek ne varsa yedim.

Genel yayın yönetmenimiz Sibek Köroğlu Ata Sağlık Hastanesi Yönetim Kurulu Başkanı Prof.Dr. SAFİYE YILMAZ ile ültürpark Tenis Kulübü’nde, ROSE GARDEN 1941’in VIP Salonu’nda keyifli bir sohbet gerçekleştirdi.

SİBEL KÖROĞLU: Tekrar işinize dönmek istiyorum. Gözünüzden belli oluyor işinizi çok severek yapıyorsunuz, insanları iyileştirmek nasıl bir duygu?

SAFİYE YILMAZ: Sanırım zaten iyileştirmenin verdiği hazla mesleğimden bu kadar çok keyif alıyorum. Çoğu doktora sorarsınız çocuklarının doktor olmasını istemez. Ben çocuklarımı yönlendirmiş olmak istemiyorum ama kızım şimdi “göz doktoru olmak istiyorum” demeye başladı. O öyle dediğinde gözlerim ışıldıyor çünkü aslında çok istiyorum benim izimden devam etmelerini. Ben işimi çok severek yapıyorum; hastalarıma ışık olabilmek beni çok mutlu ediyor. Mesleğimi severek yaptığım, beni mutlu eden bir hayatım var. Seçtiğim meslek tam bana göreymiş diyebiliyorum.


SİBEL KÖROĞLU: Cesaret isteyen bir iş bu, herkesin yapabileceği bir şey değil… Hele cerrahi bölümleri…

SAFİYE YILMAZ: Gözün de cerrahisi ve mikro cerrahisi var aslında o sebeple de göz istemiştim. Hastane idaresi sorumluluğum da var ama ben en çok mesleğimi yapmayı seviyorum. Bıraksınlar beni, hastalarımla saatlerce çalışırım, hiç de yorulmuyorum. 

Kendi işimi yapıyor olmanın da mutlaka bir payı vardır burada. Yani belki başka biriyle çalışsaydım bir takım zorunluluklarım olsaydı farklı olurdu bilemem. Ama ben asistanlığımdan itibaren kendi işini yapıyor gibiydim. Atatürk Eğitim Araştırma Hastanesinde asistandım fakat hocamla çok iyi bir iletişimimiz vardı. Çoğu kliniği biz kurduk, tüm aletlerini biz aldırdık, tüm sistemini biz kurduk, yani devletin işinde kendi işimi yapıyor gibiydim. Orayı da çok sahiplendim ben, yönetici konumunda idim orada da. Orada çalışırken 2004 yılında Atagöz’ü de kurduk. Öyle bir hakkımız vardı akşamüstleri gidiyordum çalışmaya. Fakat o 2011 yılına kadar sürdü, sonrasında iki yerde birden çalışmayı kaldırdı devlet. Biz de kendi işimizi seçtik. Önce Bayraklı’dakini kurduk sonra Hatay’ı kurduk, en son Gaziemir’i açtık; bunlar birer ikişer yıl arayla oldu. Sonrasında da hastaneyi kurmaya karar verdik. Şimdi üç göz kliniği ve bir hastane olmak üzere dört hastanenin üç  ortağıyız.

SİBEL KÖROĞLU: Görüyorum ki aidiyet duygusu da var hastanenizde…

SAFİYE YILMAZ: Var, evet. Zaten bu duygunun oluşması lazım, biz onu Atagöz’de çok hissetmiştik. Aidiyet duygusu, aile kavramı vardı orada. Biz hiç tam olarak kurumsal olamadık aslında ama çok da memnunum ben bundan. O duygu hastanede de zaman içinde oluştu. Hem doktorlarımızda, hem yönetici kadromuzda ve diğer çalışanlarımızın çoğunda bu duyguyu görüyoruz. Böyle olunca da daha güvenli ilerliyoruz. 

SİBEL KÖROĞLU: Ata Sağlık’la ilgili yeni projeler olarak neler var gündemde? 

SAFİYE YILMAZ: Aslında hastaneyi büyütme hedefimiz var. İlk başlangıçta biz butik hastane olarak daha küçük, daha kompakt, daha güzel hizmet verelim amacındaydık ama şimdi yetmiyoruz. Biraz daha büyümemiz lazım, yan tarafa doğru büyüme potansiyelimiz var ama sanırım onu hemen hayata geçirmeyeceğiz, üst katımızı yaptık. VIP kat yaptık, şimdi önce onu bu sene iyice hayata geçirelim istiyoruz. Biraz daha büyümemiz lazım, hedefimiz kesinlikle bu. Hedefin ötesinde ihtiyaç var. Yoğun bakımlarımızı arttırmak, ameliyathaneleri arttırmak şart oldu aslında. 

SİBEL KÖROĞLU: Ben pek doktora gitmeyi sevmem ama mecburiyetten gitmek durumunda kalabiliyorum zaman zaman. Ama düşünüyorum da doğum için gidenler hep mutlu oluyorlar hastanede, neşeli girip neşeli çıkıyorlar…

Genel yayın yönetmenimiz Sibek Köroğlu Ata Sağlık Hastanesi Yönetim Kurulu Başkanı Prof.Dr. SAFİYE YILMAZ ile ültürpark Tenis Kulübü’nde, ROSE GARDEN 1941’in VIP Salonu’nda keyifli bir sohbet gerçekleştirdi.

SAFİYE YILMAZ: Evet, doğumda mutluluk var, bambaşka yepyeni bir hayat doğuyor. O yüzden kadın doğum da benim tercihlerim arasındaydı ama orada biraz aile yaşantısından ödün vermek gerekiyor onun farkındaydım. Benim için aile de çok önemli. Daha hayatımı yeni kuracaktım, aile olmak istiyordum. O zaman göz çok avantajlı geldi bana. Şimdi de iyi ki öyle yapmışım diyorum.

SİBEL KÖROĞLU: İş güç dışında gezmeyi çok seviyorsunuz, peki başka neler seversiniz?

SAFİYE YILMAZ: Gezmenin dışında sporla uğraşmayı çok seviyorum, dalış yapıyorum, at biniyorum, reformer, pilates yapıyorum.

Onun dışında tamamen mazbut bir ailede yetiştim. Mazbut bir yanım vardır ama çok da dışarıya dönük, eğlenmeyi seven biriyim. Modern Atatürkçü bir kadınım aynı zamanda Kuran’ı da kaç kere bitirmişimdir ama hep Atatürkçü kadın zihniyeti ile onu tartışabilecek düşünceye sahibim.

SİBEL KÖROĞLU: Son olarak, çocuklarınızla ilgili ne söylemek istersiniz?

Genel yayın yönetmenimiz Sibek Köroğlu Ata Sağlık Hastanesi Yönetim Kurulu Başkanı Prof.Dr. SAFİYE YILMAZ ile ültürpark Tenis Kulübü’nde, ROSE GARDEN 1941’in VIP Salonu’nda keyifli bir sohbet gerçekleştirdi.

SAFİYE YILMAZ: Çocuklarımla ilgili en önemli şey gerçekten mutlu olarak hayata devam etmelerini istiyorum. Benim zorlamam yok, onlar ne istiyorsa nasıl mutlu olacaklarına inanıyorlarsa onu yapsınlar. Ben sadece onlara gerekli olan imkânları sağlamaya çalışıyorum. Arkalarında olduğumu bir şekilde hissediyorlar sürekli ama ben sadece arkalarında hafifçe tutuyorum,  düşeceklerse de düşecekler… Ben kendi yolumu nasıl çizdiysem onlar da kendi yollarını çizecekler. Zaten kendileri çizsinler benim tek istediğim o…

Sibel KÖROĞLU

MegaPlus Dergisi Genel Yayın Koordinatörü

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu