Sevilay Karlı Kartal ile Aile Dizimi
Röportaj: Benan Bilek
Son yılların çok önemli terapi yöntemlerinden biri Aile Dizimi. Kiminin “dizim”, kiminin “dizin”. Bazılarının da “dizilim” diye telaffuz ettiği ve Hellinger Terapisi olarak da tanınan, Familien Aufstellung adıyla 90’lı yıllarda Almanya’da ortaya çıkmış bir yöntem. Aile Dizimi Terapisi, ailenin kuşaklar boyu, birbirine görünmez bir bağla bağlı olduğu anlayışına dayanıyor. Bireyi, içinde doğduğu ailenin şekillendirdiğine inanan bu anlayış, ailenin belirli bir sistem oluşturduğunu ileri sürüyor. Böyle bir durumda psikolojik rahatsızlıkların önemli bir kısmına, hatta belki de çoğunluğuna içinden çıktığımız kök ailede yaşanmış sorunların sebep olduğu düşüncesi yöntemin çatısını oluşturuyor.
Alman psikoterapist Bert Hellinger’in üzerinde uzun yıllar çalıştığı ve günümüzde Türkiye’de de yaygınlaşmaya başlayan “Aile Dizimi” adlı terapi yöntemine göre, önceki kuşakların işlediği ve sorumluluğu alınmamış kötü fiiller, çocuklar ya da torunların hayatlarında olumsuzluklara yol açıyor. Bugün “Aile Dizimi”nin yanı sıra “sistem dizimi” ve “yaşam dizimi” gibi çeşitli adlarla anılan yöntemin temelinin çağlar öncesinde yaşanan tecrübelerin tüm insanlığın DNA’sına kazındığı savına dayanan “kolektif bilinç” kuramını temel alıyor.
Aile Dizimi terapi yöntemine göre “Ailelerin, kurumların, çiftlerin enerjisel alan anlamında birer sistemleri var. Bu sistemdeki enerjisel anlamdaki hak yeme, cinayet, kız kaçırma, haksızlığa uğrama, kürtajlar hatta savaş ve göç enerjileri gibi kötü edimler sonraki nesillere de aktarılmak üzere sistemlerde birtakım kilitlenmelere sebep oluyor. Ve yaşadığımız kilitlenmelerin çoğu aslında geçmişimizden kaynaklanıyor. Aile Dizimi çalışmasından geçen kimselerde eşleri, çocukları, ebeveynleri ve kardeşleriyle ilişki yeni baştan, yeni doğan bir bebeğin saflığı ve sıcaklığıyla kurgulanmakta, derin bir içsel huzura kavuşuyor. Korkular, zayıflıklar, özgüven sorunları, öfke kin, soğukluk ve katılık gibi duygular terapinin yapıldığı zamanı takip eden süreçte yerini kendine güvene, güçlü duruşa ve kararlılığa; sıcak, yumuşak ve uyumlu davranışlara bırakıyor, böylece yaşam yeni baştan daha enerjik ve dış dünyayla barışık halde yeniden yapılanıyor.
Yöntemin uygulayıcıları tüm bu içsel yenilenmenin sonunda kaygılar, duygusal bozukluklar, takıntılar ve çok çeşitli bedensel şikayetlerden de kurtulmanın mümkün olduğu inancında.
Ben bu terapi yöntemiyle altı yıl önce tanıştım. Tam da bir seri ameliyatım öncesinde ve henüz ameliyat olacağımdan kendimin bile haberi yokken. Pozitif bilimlere önem veren ve görüşlerine çok inandığım bir dostumun aracılığıyla katıldığım bir aile dizimi seansından sonra bu terapi yöntemi ile ilgilenmeye başladım.
Sonra yolum sevgili Sevilay Karlı Kartal ile buluştu. Yine aynı arkadaşım, yani Maksude Kılınç vesile oldu buna. Onunla tanıştıktan sonra bakış açım hepten değişti. Aile dizimi konusunda kendini geliştiren ve eğitim almayı sürdüren bir kadın Sevilay. Yaptığı işe saygı duyuyor ve “şifa aracılığı” konusunda da çok duyarlı.
Sevilay’ı bu ay MegaPlus sayfalarına konuk ettik ve konu ile ilgili sorularımızı sorduk. Tüm içtenliğiyle cevapladı.
Aile dizimi hangi konu başlıklarından besleniyor?
Biz bunların hepsine sistemik dinamikler diyoruz. Sistemik dinamikler de o kadar derin ki… Bu konu ile ilgili Hellinger’den sonra birçok kitap yazıldı. Mesela Gilbert Renault Fransız bir bilim adamı hastalıkların altındaki sistemik dinamikler için 500 küsur sayfalık Recall Healing isimli bir kitap yazdı. Recall Healing eğitimleri veriyor, bu konuyu bilimsel veriler ile anlatıyor. Sistemik dinamikler aslında engin bir deniz. Hücre hafızasından besleniyor, kuantum iplikçikleri tüm alandan besleniyor. Her birimiz yaşadığımız yerin enerjisinden etkileniyoruz. Çok basit bir örnek vereceğim; Ben Konya’da dünyaya geldim. Babam Kafkas göçmeni, annem ise Toros Yörüğü. Dolayısıyla ben mübadeleden etkilenen bir ailede dünyaya gelmedim. Mübadeleden etkilenen bir şehirde de büyümedim. Ama çok ilginçtir bizim eğitim sürecinde ne zaman mübadele ya da Ege kıyılarındaki iki ülke ile çalışma olsa benim hep Yunanistan tarafında olan bir temsilciyi temsil etmek geldi içimden. Neden? 25 yıldır İzmir’de yaşıyorum ve artık İzmir’in hafızasını hissedebiliyorum.
Yung’un kitapları benim önümde her zaman açıktır. Hala döner döner okurum. İnsan ve sembollerini hala okurum. Yung, arketikleri yani model aldığımız atalarımızı bana göre en iyi anlatan bilim adamıdır. Dolayısıyla sadece bireyin hafızası değil bir de toplumsal hafıza var. Yaşadığımız toprakların hafızası var. Bunlar sistemik dinamiklerin içinde bahsedebileceğim şeylerden bazıları…
Seansı yapmak çok yorucu değil mi? Nasıl atlatıyorsun? Bir dizimin havasından nasıl çıkıp ötekine giriyorsun?
Nefes alıp veriyorum. Nefes alıp vermek kadar kolay, aslında yapanın Sevilay olmadığını anladığım anda akan bir düzen. Bu çok ütopik, çok evliyavari bir cevap gibi görünüyor ama yapanın Sevilay olmadığını anladığın anda inanılmaz güzel akan bir şey. Çünkü her dizim, kolaylaştırıcı gibi görünen Sevilay’a da bir şifa aslında. O yüzden her çalışma benim için çok kıymetli. Evet, çok ağır, özellikle ensest taciz ve tecavüzler inanılmaz ağır… Çok şeylerle karşılaşıyorum. “O babaya nasıl yargılamadan bakabiliyorsun?” diye soruyorlar ama yargılayarak bakacaksam bu işi yapmamam gerekiyor. O baba da nereden geldi? O babanın çocukluğunda neler oldu? Bunlar da önemli. Bu yormuyor mu? Aslında yormuyor. Olay sadece tanımak değil, oraya olduğu gibi bakabilmek. Bu konuda Hellinger benim en önemli yol göstericim. Ruhu şad olsun, gerçekten o kadar güzel şeyler yazmış ki… 2005 yılında ilk kitabını okuduğumda “neler diyor bu adam” demiştim, şimdi hala dönüp dönüp okuduğum kitapları var. Diyor ki “Atalarınızı aklamaya çalışmayın, atalarınızı eleştirmeye de çalışmayın. Sadece bakın”.
Aile dizimi talep eden bir insan dizin açtırmayı düşündüğü kişiyi neye göre seçecek?
Her tür hizmet çalışmasında olduğu gibi daha önce yaptıranları dinleyecek, o kişiyi araştıracak. Çünkü bu, birebir bir hizmet… Çok beğenilen, çok sevilen, çalışmaları muhteşem olan birisinden de memnun kalmayanlar olabilir. Bu, hasta-doktor, öğretmen-öğrenci ilişkisi gibi bir şey… Aradaki enerjinin tutması gerekiyor.
Peki, senin için aradaki enerjinin tutmadığı ya da istemediğin bir kişi oluyor mu?
Hiç olmuyor. Eskiden kendimi çok hırpalıyordum, artık hırpalanmıyorum.
Psikodrama yönteminden de yararlanan bir yöntem bu. Ama aralarında farklar var…
Evet, aralarında fark var. Bert Hellinger’in de dediği gibi aile diziminde cümleler alanda akıyor. Ama çok ince bir çizgi var. Bazen temsilcinin hücre hafızasındaki kendi bilgisi de ortaya çıkabiliyor. Orada kolaylaştırıcının gerçekten alana çok hâkim olması, görebilmesi gerekiyor. Çünkü orada kaymalar söz konusu oluyor. Kişinin zaten kendi hücre hafızasında ağır bir travma söz konusu. Çok benzer bir hikâye olduğu için o temsile kalkmıştır, kendi tetiklenir, aslında kendi travmasını yaşıyordur ama sanki o açılan dizinin travması gibi yansıtmaya çalışır. Böyle çok vaka gördüm.
Birçok kelime Avrupa’dan dilimize geçerken anadildeki karşılığı da olmuyor. Konstellasyonun dizime çevrilmesi gibi; bu nedenle kimi yerde dizin, kimi yerde dizim, hatta dizilim. “Atayı onurlandırmak” da aslında Anadolu’daki ismiyle bakarsan “Sevgili dede, senin hayır duanı istiyorum, hakkını helal et” demek…
Birçok konu aile dizimini kapsıyor sanki…
Dizim çalışmaları sırasında çalıştığın coğrafyanın tarihine, antropolojisine çok hâkim olmak gerekiyor. Sadece aile dizimini veya psikolojiyi iyi bilmek de bana göre yeterli değil. Dinler tarihini, dil bilgisini çok iyi bilmek gerekiyor, dolayısıyla çok okumak gerekiyor. 49 yaşındayım, gerçekten çok okuyorum. Aslında pek çok disiplini bir araya getiren birleştirici bir yöntem bu.
Biraz kabulleniş de var mı?
Evet ama daha çok her olayı ve her kişiyi dönemine göre değerlendirmek ve bu doğrultuda görmek var. Atalarınızı affetmek yani aklamaya çalışmak ya da reddetmek yani eleştirmek hadsizliktir diyor Bert Hellinger. O yüzden “Sevgili dede ne yaptıysan bu sana ait, ben seni görüyorum” demek gerekiyor. Tevazuuyla bakmak, hatta muktedir (kibir olmayan iktidar sahibi) tevazu ile bakmak gerekiyor. Kurtuluş Savaşı sırasında Kuva-yı Milliye’ye isyan etmiş bir dede var bende. Ben ise son derece Cumhuriyet ve Atatürk aşığı bir kadın olarak yetiştim. Senelerce bu dedeyi reddettim ve hep onunla ilgili çalıştım. Sonunda ise dediğim şey şuydu; “Sevgili dede, senin döneminde savaş gerekliydi ve sen hayatta kaldığın için sana teşekkür ederim, sayende ben varım bu gün…”
Yanılmıyorsam aile dizimi açmak üzere İngiltere’ye gidiyorsun yakında değil mi?
Nisan ayında Londra’ya davet edildim. Londra’da kolaylaştırıcı olarak pek çok farklı milletten temsilci ve arayanların (dizim açtıran) katılabileceği iki günlük bir çalışmamız var. Avrupa’da 1960’lardan, 1970’lerden beri yoğun bir şekilde uygulanan Aile Dizimini (Family Constellation Workshop) Türkiye’de 2005, 2010’dan beri birçok kişi yeni tanımaya başladı. Avrupa’ya bakınca aslında çok yeni ancak Avrupa’da hala çok kabul görmezken Türkiye’de hızlı ve daha çok kabul görmesinin nedenini incelersek aslında bu bizim genlerimizde var olan bir bilgi. Anadolu bunu hep yapıyordu. Atasözlerimizden bile belli. Örneğin; “dede koruk çalar, ekşisini torun çeker”, “Armut dibine düşer”, “Ön teker nereye giderse arka teker oraya gider” gibi birçok atasözümüz var. Yani bizde aslında bu bilgi var. Kadercilik de var tabi… Aslında Anadolu bilgeleri ve bizim eski kadınlarımız bunu hep bilirmiş diye düşünüyorum. O yüzden ülkemizde bu çalışmalar çok başarılı gidiyor, insanlar aile dizimi eğitimi almak istiyorlar.
Kaç yıldır bunun içindesin?
Kolaylaştırıcı olarak 7 yıldır içindeyim. Ama sistemi 15 yıldır tanıyorum.
İlk nerede başladı?
Hellinger’in öğrencilerinden Rahmetli Turgay Sapanlı bir sohbet esnasında (ki ilk olarak kendisiyle çalışmıştım) bana “Sen aile diziminde kolaylaştırıcı olmalısın” dedi. Kendisi benim için çok kıymetli bir üstattı. Ama ben kendimi hiç öyle görmüyordum, benim haddim değil diye düşünüyordum. Çünkü bu bir had meselesidir hala böyle olduğuna inanırım. Fakat yine de Hellinger’în kitaplarını ve bu konuyla ilgili başka Türk yazarların da kitaplarını hep okuyordum. Yabancı yazarlardan da bu konuyla ilgili Türkçeye çevrilmiş bütün kaynakları okudum.
Bir gün kendimle ilgili çok takıldığım bir konu vardı, kendi kendime düşündüm “neden bunu kendime denemiyorum” diye. Birkaç arkadaşımdan yardım etmelerini, temsilci olmalarını rica ettim. Çok da güzel yardım ettiler bana ve ben o gün sorunumu fark ettim. O gün katılan arkadaşlarımdan biri “Tamam, şimdi bize de yap” dedi. “Bu biraz zor” dedim. “Her ne yan etkisi varsa ben kabul ediyorum” dedi. Ardından o arkadaşım için de hep birlikte dizim açtık.
Bazı Türk hocalardan ufak temel eğitimler aldım. Ancak asıl en büyük eğitimi ISCA onaylı diploma alarak tamamladım 3 yıl önce. International Systemic Constellations Association yani Hellinger’in öğrencilerinin kurduğu, gayet donanımlı psikologların, psikiyatrların eğitim verdiği bir kuruluş; Uluslararası Sistemik Konstelasyon Birliği… İstanbul’da 2 yıl oldukça yoğun bir eğitim aldım. Şu an eğitimler İzmir’de de veriliyor. Farklı birçok kolaylaştırıcının dizimlerini deneyimlemeye çalıştım. Kendim de açıyorum ama farklı kolaylaştırıcıları da görmeye çalıştım. Bu işi yaparken şaman yanını keşfetmek gerektiğini fark ettim ve Maya Şaman üstadından eğitim aldım.
Geçen sene Türkiye’ye Anna Estradova diye Rus bir psikolog geldi, rüyalar, masallar, arketikler, sembol kimlikleriyle sistemik konstellasyonun nasıl yapılacağını inanılmaz güzel anlattı. Şaman eğitimleri, rüyalar semboller konusunda yıllarca çok eğitim almıştım zaten. Sanki aile dizimi eğitimiyle bu metaforik alanda sistemik dizim eğitimi örtüştü ve Sevilay’da yeni ve bambaşka bir şey ortaya çıkmaya başladı. Metaforik alanda sistemik dizin çalışması… Rüya görüyorsun ve 20 yıldır yaşadığın bir sorun o rüya ile çözülebiliyor. Tekrar eden rüyalar olabiliyor. O rüyaya dizin açtığınız zaman atalarından gelen ya da senin çocukluğundan kalan bir travma o rüyayla çözülebiliyor. Bunları görebilmek için sembolleri iyi okumak gerekiyor. Ben yıllarca sembol eğitimleri aldım ve almaya da devam ediyorum. Bunlar o kadar komplike eğitimler ki sadece biri değil hepsi bir aradayken sistem işliyor aslında.
Türkiye’deki kolaylaştırıcı sayısı da artış gösterdi bunun hakkında ne düşünüyorsun? Herkes bunu hakkıyla yapabiliyor mu?
Sayının artması bence güzel bir durum… Kolaylaştırıcılığı deneyenler için bu konuyu içselleştirmek çok önemli. “Bir kolaylaştırıcı önce kendisiyle çalışmalı der” Hellinger. Ben de buna inanıyorum. Kendi geçmişime ne kadar büyük bir tevazu ile bakarsam bütüne de aynı tevazu ile bakabilirim. Yine atalar zamanında güzel bir söz söylemiş; terzi önce kendi söküğünü dikecek.
Sevilay, peki ilk neyle başladın?
Reiki ile başladım 2000 yılında. Türkiye’de 3-4 tane Reiki Master hoca var o zamanlar. Aileden gelen el var, insanların başını ovuyorum o iyileşiyor ama ben hastalanıyorum… Arkadaşım bana bunun üstüne Reiki’den bahsetti. Doların dolar olduğu zaman kredi kartından çektiğim parayla eğitime yatırım yaparak kendimi geliştirdim.
25 yaşında evlendim, 27 yaşında anne oldum, bir işim var, kazancım var, yaşım 29-30’a geldiğinde “Eee bu mu?” dedim kendi kendime “Hayat bu kadar mı?” Bu kadar basit olmamalı. Bunun için mi geldim hayata düşüncesiyle yeni arayışlarla başladım aslında.
O yaşa kadar zaten dinler tarihi, semboller gibi konular hakkında pek çok kitap okumuştum. Ama artık New Age akımları denilen kişisel gelişim kitapları, diğer farklı yorumlar, meditasyonlar, kendini arayış ilgimi çekmeye başladı.
6 yıl önce katıldığım aile dizinleriyle bugünküler süre, tarz, içerik ve katılımcı sayısı olarak farklılık gösteriyor. Neden bu kadar değişim oldu?
İlk başlarda tüm atalar çıkarılıyordu. Bu klasik sistemdi, ilk öyle başladı ama sonra gördük ki 10 tane konuyu göstermeye çalıştığınızda 10 katı birden açmaya çalışıyorsun. Üstteki katmanı açmadan bir alt katmana inemezsin. O yüzden artık temsilci sayısı ve dolayısıyla süre de azaldı.
Bir kişi neden aile dizimi açtırmalı?
Başa çıkamadığı döngüler, tekrar eden döngüler varsa (kişiler, yerler, detaylar değişebilir ama hikâyenin özü aynıdır sürekli aynı sorunu yaşıyordur özünde) bu kişiler aile dizimi açtırmalı. Acaba neyi fark etmeli, hangi atasını görmesi gerekiyor ya da unutulmuş kim var, kimin hatırlanması gerekiyor, aile dizimi terminolojisiyle kimin alana alınması gerekiyor? Alana alınmak çok önemli… Alan da tüm dinamikleri kapsıyor aslında.
Bunun dışında psikolojik sorunları olanların açtırmasını tavsiye ederim. Psikolojik sorunları olan kişilerin aile dizimi açtırırken kolaylaştırıcıyı çok iyi araştırmaları gerekiyor. Psikoloji bilgisini çok iyi görmeleri gerekiyor. Bir de fiziksel hastalığı olup da tıbbi olarak her şeyi deneyip sonuç alamayan kişiler açtırabilir. Çünkü genetik hastalıklar çok fazla. Genetik aktarımlar incelenip ciddi yardım görebiliyorlar. Ben buna şahit oldum çok kez. Ancak ısrarla belirtmek istiyorum hekimler, ilaçlar, ameliyatlar gereken tedavi her ne ise bilim ışığında ve tıbben yapılmalı bu ise tamamlayıcı tedavi olarak uygulanmalı.
Sana ulaşmak isteyenler nasıl ulaşabilir?
Instagram adresimden dm’den ulaşabilirler. Gelen soruları buradan cevaplamaya çalışıyorum çünkü bilgi benim için çok değerli.
Şehir dışına da aile dizimi için gidiyorsun. Diyelim ki bir şehre hafta sonu gittin, kaç tane aile dizimi açabiliyorsun?
17 tane açtığımız oldu. Hatta geçenlerde bir günlük gidip 10 dizim açtık.
Konuyla ilgilenenlerin başvuracağı kaynak kitaplar önerebilir misin bize?
Öncelikle Bert Hellinger in dilimize çevrilmiş tüm kitapları; Sevgiyle Yükselmek, Sevgi Düzenleri, Kabul Etmenin Özgürlüğü, Yardım Etmenin Düzenleri, Sevginin Saklı Simetrisi. Svagito R. Liebermeister’in Sevginin Kökleri, Mark Wolyn’den Seninle Başlamadı. Ve bence olmazsa olmaz bir kaynak; Carl Gustav Jung’un İnsan ve Sembolleri kitabı.
Neden Sevilay Karlı Kartal ile dizim açmalıyım? Bunun için 3 sebep alabilir miyiz senden?
Birincisi ben bu şifaya çok inanıyorum. İnanç (tanrı, Allah, Yaradan, evren, sistem; kişi neye inanıyorsa) dönüştüren bir dinamik. Ve O, inandığı kişiyi bu yolda destekler. Bir kişi bir şeye çok inanırsa Allah, Tanrı, evren, sistem kişi neye inanıyorsa o, destek olur. Ben buna çok inanıyorum, bu sebeple emek verdim, eğitim aldım… İkincisi bende çok işe yaradı. Kendimde işe yaramayan hiçbir yöntemi kimseye sunmadım ben bu güne kadar. Bu konuda da çok iddialıyım. Üçüncüsü ise kendi arayış yolculuğumda 20 yılda 30’un üzerinde eğitim aldım. Uyguladığım 3-4 tanesi var, aile dizimi bunların en başında geliyor ama başka destek şifa yöntemleri de var. Ve hala daha almaya devam ediyorum ve bunu bilinçli bir şekilde yapıyorum. Peki ben sana sorayım; sen neden Sevilay’a dizim açtırıyorsun. Üç sebep söyle…
İnandığını biliyorum ve ben de yaptığın şeylere inandım ve kendi hayatımda etkilerini gördüm, aldığın eğitimleri biliyorum ve en önemli sebep ise sen buna ticari olarak bakmıyorsun, bu çok değerli…
Yolun açık olsun Sevilay.