Özel Röportaj: Hayko Cepkin
“bu, hayatımda aldığım en doğru kararlardan biri…” Hayko Cepkin
Sesine, müziğine ve sanatına olan beğenimin yanı sıra bu yıl gittiğim festivallerde şahit olduğum sahnesine de hayran olduğum isim; Hayko Cepkin! Profesyonelliği ve dinleyicilerine verdiği önem takdire şayan… Kendine has tarzı, farklı müziği ve samimiyeti ile hepimiz tarafından çok seviliyor. Konserlerinde hep bir ağızdan şarkılarına eşlik ediliyor. Hayko ise farklılığını yaşam tarzına da yansıtmış. Müzik piyasasının döndüğü İstanbul’dan Kuşadası’na taşınalı uzun yıllar oldu. Ama bu ona asla engel değil. Hem hayvanlarıyla ilgileniyor hem de müziğiyle. Yoğun temposunun arasında biz de kendisiyle keyifli bir röportaj gerçekleştirdik…
Bu yaz çok sayıda festivalde sahne aldınız. Türkiye’de Festival izleyicisini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Türkiye’de 2000 yılı itibarıyla başlayan festival kültürü, 10 yıl boyunca istenilen düzeyde gelişemedi. Ancak son 5-6 yıldan bu yana bir yükseliş söz konusu. Festivalin ruhunu anlayanların çoğaldığı kanaatindeyim. Bu platformlar eğlenebildiğimiz, günlük rutinden çıkıp kendimizi soyutladığımız, farklılıkların bir araya geldiği ve birbirlerini sorgulamadığı bir ortam oluşturuyor. Zamanla daha da yerine oturacak. Biz de bu amaca hizmet ediyoruz. Her sene sahne setimizde yüzde yüze yakın değişim yaparak dinleyicimizin karşısına çıkıyoruz. Bunu yapan başka bir ekip olduğunu sanmıyorum. Her sene hal, tavır, sahne ve düzenleme konusunda yenilemeler yaparak festivalcileri şaşırtmaya çalışıyoruz. Bize de bu yakışıyor. O yüzden bu sene geldiğiniz bir festivalde seyrettiğiniz büyük sahne şovunu seneye seyredemeyebilirsiniz. Seyircimiz de bunu biliyor ve o senenin büyük sahneli görsellerini ve duygusunu kaçırmak istemiyor.
Konserlerde biz sizi sahnede seyrederken siz de bizi sahneden seyrediyorsunuz. Bizi nasıl görüyorsunuz, neler görüyorsunuz?
Bazen tatlı, bazen acı, bazen enerjik, bazen ruhsuz, bazen pozitif, bazen suratsız…
Konser makyajlarınızı siz kendiniz mi yapıyorsunuz, yaptırıyor musunuz?
Her zaman her işimi kendim yaparım.
Popüler kültürün ürettiği müziklerden hoşlanmadığınızı varsayarak soruyorum, sizce iyi ve kaliteli müzik nasıl olmalı? Hangi müzisyenlerden etkilenirsiniz?
Popülist nitelikte pop müzik hariç her tür müziğe ilgim var. Dinler araştırırım. İlk etkilendiğimiz müzik türü Rock metal tabanlı müzisyenler gruplar oldu. Enstrümanım klavye olduğu için elektronik soundlara ilgi duydum ve memleket armonileri ruhumuzda dolaştığı için de yerli bir vokal kültürü ortaya çıktı. Bu sayede birkaç farklı türü bünyesinde barındıran farklı bir türe imza atmış oldum.
Müzikten başka neler yapmaktan keyif alırsınız?
Sportif faaliyetlerim vardır. Tatil kültürünü sevmem. Benim için tatil yapmakta olduğumuz spor aktiviteleridir. Adrenalin sporlarına özel bir ilgim var, serbest paraşütçüyüm.
Şehir kalabalığından uzak, doğayla iç içe bir hayat yaşamak herkesin hayaliyken siz Kuşadası’nda bunu yaşıyorsunuz. Sıradan bir gününüz nasıl geçiyor? Neler yapıyorsunuz?
Kuşadası’nda İstanbul’un kargaşasından uzak huzurlu bir yaşam sürüyorum. Her zaman söylerim: bu, hayatımda aldığım en doğru kararlardan biri… Boş vaktim var ise çiftliğimde hayvanlarımla yuvarlana yuvarlana oynamak en büyük zevkim. Bunun dışında günümün içinde müziğe de mutlaka yer ayırıyorum.