Bi’ Damla Midilli
Ayvalık’a hemen bir adım uzakta olan ama binlerce adımla gez gez bitmeyen, Yunanistan’ın Girit ve Evia adalarından sonra yüz ölçümü olarak üçüncü büyüklükteki adası Midilli… Bu ayki yolculuğum işte bu güzel adaya… Dar sokaklarında eskiyle yeniyi, dün ve bugünü, Ege’nin huzurunu, ada hayatının keyfini sunan, dört tarafı denizlerle çevrili yeşillik dolu, hayat dolu bir kara parçası burası…
Yunanların ve tüm dünyanın dilinde adanın gerçek ismi “Lesvos” olmasına rağmen biz Türkler Osmanlı döneminden beri adayı “Midilli” olarak adlandırıyoruz. Ayvalık’tan feribot ile yanaşacağınız ilk bölgenin adı Mytilini, burası adanın da merkezi. Dolayısıyla bizlerin de adaya “Midilli” dememizin en önemli sebebi bu şehir. Bizim topraklara en yakın ve en büyük şehri bu olduğu için Osmanlı yüz yıllarca bu ismi kullanmış ve adanın ismi de yıllar içinde Midilli’ye kadar gelmiş. Merkez bölge olan Mytilini dışında pek çok şirin kasaba ve köye de ev sahipliği yapan ada, iki büyük körfez olan; Gera ve Kalloni körfezleri ile çok sayıda koya da sahip. Bu güzel koy ve kasabaları gezmek için diğer adalarda da olduğu gibi yine en iyi yöntem araç kiralamak. Adada toplu taşıma da var, hatta bazı Yunan adalarına oranla daha çok var ama haliyle yine de kısıtlı ve birkaç günlük gezide konforlu ve efektif bir seçenek değil. En iyisi aracınızı kiralayın ve kendinizi adanın yollarına bırakın. Bu yollar sizi enfes lezzet duraklarına, Ege denizinin maviliklerinde doyasıya yüzeceğiniz harika plajlara, tarih kokan yapılara ve yepyeni keşiflere götürecek.
Leziz yerel ürünler
Adadaki yeşil rengin en önemli kaynağı bereketli zeytin ağaçlarının yaprakları… Aynı coğrafyanın, aynı denizin, iki ayrı yakasında olduğumuz için tıpkı bizim Kuzey Ege kıyılarımızda olduğu gibi burada da zeytin ve zeytinyağı üretimi oldukça önemli. Adada yerel ekonomi turizmle birlikte tarıma, özellikle zeytinyağı üretimine dayalı, yerel ürünlerden en ünlüsü de elbette ki zeytinyağı. Diğer yerel ürünlerden yağlı peynir gibi süt ürünleri de oldukça meşhur. Ayrıca tuzlu balıklar ve özellikle Kalloni sardalyesi de dillere destan ada lezzetlerinden. Ve bilirsiniz ki Midilli’nin taze balık ve deniz ürünlerine, leziz mezelerine daima o meşhur uzolar eşlik eder…
Uzo deyince Plomari
Uzo deyince ilk akla gelen bölgenin adı Plomari. Yunanistan’ın içtiği uzoların yüzde altmışı ve en lezzetlileri adanın Plomari kasabasında üretiliyor. Barbayanni Ailesi 150 yıldır uzo üretiminde adanın en ünlü markası. Plomari’de uzoyu onurlandırmak için müze bile kurulmuş. Hala üretim yapılan ve ziyarete açık olan Barbayanni fabrikasında ve Plomari Ouzo fabrikasında küçük ziyaretçi gruplarına katılarak tüm tesisi gezip uzonun önce tarihi ve devamında imalatına ait tüm safhaları öğrenebilir, uzolardan tadabilir ve sonrasında dilediğiniz uzoları arkadaşlarınıza hediye olarak alabilirsiniz. Plomari’ye giderseniz buraya uğramadan geçmeyin derim… Uzo dışında Plomari’de de diğer bölgelerde olduğu gibi sahilde yan yana dizili yemek mekânları ve ara sokaklardaki gizli lezzetler bulunuyor. Ayrıca bu bölgede de keyifle yüzebileceğiniz plajlar mevcut. Hem lezzetli bir şeyler yiyeyim, hem güzel bir denizde yüzeyim, hem de uzoyu öğreneyim derseniz gitmeniz gereken adres kesinlikle; Plomari.
Geçmişten kültürel miraslar; kaleler, kiliseler
Midilli’nin her bölgesinde tarihi ve nostaljiyi hissedebiliyorsunuz. Çünkü Romalılar, Bizanslılar ve Osmanlılar adada uzun yıllar egemenliklerini sürdürmüşler ve birçok kültürel miras bırakmışlar. Bizanslılar tarafından yaptırılan Midilli Kalesi, adanın en önemli simgelerinden birisi. Kale; limana yakın bir yeşil tepe üzerine kurulu ve bütün ihtişamını hâlâ koruyor. Kaledeki Osmanlı esintilerini ise 1677 yılında eklenen medrese ve hamam ile görebiliyorsunuz. Vaktiniz varsa bu kaleyi yakından görmelisiniz. Ayrıca adada yer alan Metropol Kilisesi ve görkemli mimarisi ile Agios Therapontos Kilisesi de adanın siluetine renk katan yapılar arasında.
İlham veren ada
Sappho’dan Namık Kemal’e, Alkaios’tan Odyseas Elytis’e tarih boyunca birçok önemli ismin tercihi olmuş burası… Farklı dönemlerden, farklı kültürlerden olmalarına rağmen aynı havayı soluyup, aynı ilham perisinden güç almışlar eserlerini yaratırken… Ünlü Türk Denizcisi Barbaros Hayrettin buradan açılmış denizlere, Kaptan-ı Deryalığa doğru giderken…
Turizm merkezi Molivos
Molivos adanın kuzeyinde yer alıyor ve Assos tarafından baktığımızda gördüğümüz kıyılar işte bu kıyılar. Molivos’un dar taş sokakları ve tepede heybetli bir kalesi bulunuyor. Mytillini’den sonra içinizde bambaşka bir yere gelmiş hissi uyanıyor. Mytilini adanın merkezi, Molivos ise turizm merkezi. Size düşen, hemen yanı başındaki Petra ve Molivos arasında kalan yüzlerce minik sahil, koy ve köşede belki de yalnızca size ait olan denizler bulabilmek ve günün keyfini çıkarmak…
Son olarak Midilli’ye kaç gün ayıracağınız size kalmış ama en az 3-5 gün bu komşu adada vakit geçirmenin harika bir fikir olduğunu söylemeden geçemeyeceğim. Her seyahatin sonunda olduğu gibi Midilli sonrası da birçok güzel anı unutulmamak üzere hafızamda yerini alırken; yepyeni seyahatler ve yeni keşifler için de her zaman olduğu gibi heyecanım devam ediyor…