İnanç ANDAŞ
Instagram: @yunanistanhakkindahersey
Instagram: @inancofficial
Bahar geldi hoş geldi…,
Daha önceki yazılarımda Adanın genelinden ve plajlarından söz etmiştim. Bu ay konumuz adada turizm algısı…
Ada halkı turizmi çok seviyor. Halkın geliri damla sakızının yanı sıra konaklamaya dayalı. Sakızlıların çoğu bahçeli evlerini pansiyon ya da butik otele dönüştürmüş. Evet Alaçatı’daki kadar lüks ve şaşaa yok ama dinginlik sadelik, sessizlik ve her şeyden önemlisi, huzur var.
Hükümet halkı büyük bir ölçüde destekliyor ve arka çıkıyor. Ada Atina’ya uçak ve gemi seferleri ile yüzlerce sirkülasyona sahip. Bu sirkülasyon yazın 2 ya da 3 katına çıkabiliyor. Ve yaz aylarında ziyaretçiler adada kalacak yer bulmakta zorlanıyor.
Türkiye’den gelen turist, ada halkı için çok büyük bir önem taşıyor. O kadar ki, çarşıda gezerken bir dükkânın camında Türkçe bir ilan, bir tavernada Türkçe menü ile karşılaşabilirsiniz. Bir kafeye soluklanmak için oturduğunuzda siparişinizden önce gelen buz gibi soğuk suyunuz ve lezzetli kek ile keyif yapmaya hemen başlayabiliyorsunuz. Hükümetin aldığı bir karar doğrultusunda siparişinizi verdikten hemen sonra satış fişi kesilip masanın bir tarafına personel tarafından yapıştırılıyor. Eğer bu fişi işletme kesmez ise, müşteriye hesabı ödemeden masadan kalkıp gitme hakkını veriyor.
Sakız Adası‘nda trafikte giderken, bir arabanın plakasının kırmızı harflerle yazıldığını görünce adada “bu plakanın anlamı ne” diye bir araştırma yaptım. Belli bir çocuk sayısını aşan ailelerin alacağı bir araca özel plaka verildiğini öğrenince şaşkınlığımı gizleyemedim. Arkadaşım Dimitris’e sorunca da benzer bir yanıt aldım. Yunanistan’da dört ve daha fazla çocuğunuz varsa belirli vergilerden indirim kazanıp araç satın alabiliyorsunuz. Aldığınız bu aracın plakası da kırmızı karakterlerle yazılıyor. Ne kadar ilginç değil mi?
Yunanistan’dan Türkiye’ye giriş
Çoğumuzun merak ettiği bir konu da Yunan vatandaşlarının Türkiye’ye giriş konusu. Yunan vatandaşları kimlik kartlarıyla Türkiye’ye herhangi başka bir belge ihtiyacı olmadan giriş yapabiliyor. Yunanlar ilk giriş tarihinden itibaren 90 güne kadar ülkemizde kalabiliyor. Türk vatandaşları Yunanistan’a yapacakları seyahatlerde Kapı Vizesi ya da Schengen Vizesi almak zorunda.
Geçmişten gelen bağlar, kolay ulaşım imkânı, doğal ve tarihi güzellikleri, bir de hoş sohbet dostlar nedeniyle sık sık ziyaret ettiğim Yunanistan, her ziyaretimde beni şaşırtmaya devam ediyor.
Ege’yi birlikte paylaştığımız komşumuz önyargıların çok ötesinde, muhteşem bir dost.
ÜÇ KULAÇ ÖTEDE; SAKIZ ADASI
Sakız Adasına nasıl ulaşırız?
Sakız Adası’na sponsorumuz TURYOL firmasının düzenlediği feribot seferleri ile Çeşme’den ulaşabiliyoruz. En fazla 30 dakikalık bir deniz keyfinden sonra adadayız.
En uygun Sakız Adası feribot fiyatı ise 25 Euro. Gidiş / Dönüş yaz aylarında Araçlı ya da Araçsız bolca seferleri var. Ama siz yine de gitmeden önce rezervasyonunuzu yaptırın. Sakız Adası feribot rezervasyonu için önerim: www.turyolonline.com . Firmanın Sakız Adası feribot sayfasından tüm seferleri inceleyerek satın alabilirsiniz. TURYOL firması tüm biletleri en iyi fiyat garantisi ile satıyor ve bilet sms olarak telefonunuza geliyor. Böylece hiçbir çıktı almakla uğraşmadan, fazla ücret ödemeden seyahat edebiliyorsunuz. Kapı vizesi konusunda da destek sağlıyorlar.
Sakız Adası’nın Gözde Yerleri
Adanın Türkiye’de ün yapmış, en bilinen yerleri MESTA ve PİRGİ köyleridir. Daha az bilinen yeri ise cennet köşesi LAGADA’dır.
PİRGİ
Pirgi (Pyrgi) Köyü, Sakız Adası‘nın güneyinde, Orta Çağ izlerini taşıyan daracık sokakları, korsan saldırılarından korunmak üzere birbirine bitişik olarak inşa edilen ve özel sıva tekniği ile renklendirilip şans bereket getirdiğine inanılan evleri ile adaya gelen ziyaretçilerin uğrak noktasıdır.
Sakız’ın 25 km güneyindeki köy, tarih boyunca sakız ticaretiyle öne çıkan bir konuma sahip. İnşa edildiği dönemin izlerini taşıyan ve adada yaşanan 1881 depreminde zarar görmemesi nedeniyle dokunun bozulmadığı köy, ziyaretçiler için zamanda yolculuk hissini yaşatıyor.
Sakız Adası’nda 1346-1566 yılları arasında hâkimiyet kuran Cenovalıların sakız üretimi, ticareti ve gelirini korumak, sık sık gerçekleşen korsan saldırılarına güvenli bir yer sağlamak için kendi mimarileri ile kale köy görünümü sağladıkları Pirgi, dar sokakları ve kaldırımları, köye giriş-çıkış sağlayan iki kapısı ve siyah-beyaz geometrik desenlerle (xysta) süslenen taş ve kemerli evleri ile gerçekten görülmeye değer.
MESTA
Sakız Adası‘nın Orta Çağ esintili köylerinden Mesta, iyi korunmuş sağlam taş evleri, dar ve kemerlerle kapatılmış labirent sokakları ile zamanda yolculuk hissini yaşayabileceğiniz göreceğiniz ender yerlerdendir.
Adada korsan saldırılarından korunmak için inşa edilen Pirgi Köyü ile aynı mantıkla yerleşimi yapılan Mesta, Sakız Adası şehir merkezinin güneyinde, merkeze 35 km uzaklıkta. Köyde ilk yerleşimin 14-15. yüzyılda, Bizans dönemine uzandığı biliniyor. Kale köy mimarisine sahip Mesta Köyü, kurulduğu dönemde olası korsan saldırılarına karşı giriş ve çıkışın sağlandığı iki kapı dışında dış dünya ile bağlantıya sahip değildi. Dar sokaklarda bitişik olarak sıralanan evleri ile birçok sokağının birbirine benzediği köyde kaybolmak oldukça kolay. Köylülerin saldırı anında evlerin çatısında görünmeden hareket edebildiği sistem, acil durumda tüm köy halkının köy meydanındaki kulede buluşabilmesine imkân tanıyordu. Sakız Adası şehir merkezinden 35 km uzaklıkta konumlanan Mesta Köyü, adanın güneybatısında yer alıyor. Özel araçla yaklaşık 50 dakikada ulaşılabilen köye toplu ulaşım imkânları kısıtlı.
Vasıta imkânı olmayanlar için;
Sakız merkezinden kalkan KTEL (greenbus) otobüsleri, hafta içi pazartesiden cumaya 05.40, 11.00, 14.00, 16.30 saatlerinde Mesta yönüne, 06.40, 13.30, 15.10 ve 18.30 saatlerinde ise Sakız Adası yönüne sefer yapıyor. Tek yön bilet ücreti 4,20€.