Sevgi enerjisi kattığı hamurlarıyla hazırladığı mis kokulu, doyurucu porsiyonlu krepleriyle Lozan Meydanı Atatürk Lisesi karşısında bulunan Mon Ami Creperie, nostaljik müzikler çalan, enfes tatlar sunan sıcacık bir mekan… Avrupa’nın birçok kentinde her köşe başındaki dükkânlarda, stantlarda mis gibi kokular yayan krep kültürünü İzmir’de oturtmaya çalışan Fransız usulü krepçi, namı diğer kreplerin prensesi Seda Soyalp, insanları krepleriyle mutlu etme amacıyla yola çıkıyor. “Masa başı işler bana göre değil” diyor işini anlatırken ve gözlerinin ışıltısından işine ne kadar severek ve tutkuyla bağlandığı belli oluyor.
Hayallerin peşinden koşma hikâyesi
Aslen Ankaralı ancak büyük bir İzmir Aşığı olan Seda Soyalp, aslında Lefke Avrupa Üniversitesi Yönetim Bilişim Sistemleri Bölümü mezunu. Aynı zamanda şu anda felsefe bölümü son sınıfta ve bir yandan da Başkent İletişim Bilimleri Akademisinde spikerlik ve sunuculuk eğitimi öğrencisi. Birçok alanda eğitime devam eden ve girişimci bir ruha sahip olan Seda Soyalp, üniversite son sınıfta mutfakla ilgili bir iş yapmaya karar veriyor. Üniversitenin bahar şenliklerinde peşine düştüğü mis gibi krep kokuları ona ilham oluyor. Kokuların cazibesine kapıldıktan sonra kendini krep kuyruğunda bulunca, bir gün o krepi hazırlayan kişi ben olacağım diyor. Hayallerinin peşinden koşma cesareti ise onu bu günlere getiriyor.
Öğrenciyken work and travel için gittiği Amerika’da cankurtaranlık yaptığı dönemde su parkının içindeki restoran bölümünde kısa bir süre çalışarak aslında ilk mutfak deneyimini ediniyor. 2012 yılında mezun olduktan sonra Ankara’ya dönen Seda Soyalp, sınıf arkadaşları gibi kendi mesleğini yapma, beyaz yaka olarak çalışma hayallerine hiç kapılmayıp girişimci ruhu ve cesareti ile krep işini öğrenebilmek adına araştırmalar yapmaya başlıyor. İstanbul’da Fransa’ya gidip bu işi yerinde öğrenen bir çift buluyor ve onlarla iş üzerine görüşüyor. KOSGEB’e başvuruyor ancak oradan beklediği desteği alamayınca bu hayalini bir süre erteleyerek kurumsal sektörde 3 yıl iş deneyimi ediniyor. Bu 3 yılın sonunda son çalıştığı yerden geri dönmemek üzere istifa edip tekrar hayallerinin peşinden koşma kararı alıyor. Tekrar yaptığı araştırmaların üzerine İstanbul’da bu işi yapan bir Fransız vatandaşı ile tanışıyor, işi öğrenmek için ondan hızlı bir eğitim alıyor. Ankara’ya geri döndüğünde buranın franchise’ını almış oluyor ve Ankara’da ilk şubeyi açıyor. Böylece krepçi kız hayallerine “merhaba” diyor. El becerisi olduğu için, yetenekli olduğu için ve en önemlisi çok istekli olduğu için kısa sürede aldığı bu eğitim ondan mükemmel bir krep prensesi yaratıyor. Ankara’da 2 yıl işlettiği bu ilk krepçi dükkânı sayesinde hem işletmecilik anlamında hem de Fransız mutfağında önemli bir deneyim kazanıyor.
Cesaret, istek ve çokça girişimcilik ruhunun eseri
Radikal bir karar alarak çocukluğundan beri yaz tatillerini geçirdiği ve çok sevdiği İzmir’e yerleşmeyi seçen Seda Soyalp İzmir’de ismiyle, dekorasyonuyla, menüsüyle, mutfağıyla, hamur reçeteleriyle kısacası her şeyiyle kendine ait bir mekân yaratmaya karar veriyor ve “Mon Ami Crepeire” işte böyle ortaya çıkıyor. Kendisi için yeni bir şehir olan İzmir’de sıfır çevreyle ama bol cesaret, bol istek ve çokça girişimcilik ruhu ile yola çıkıyor. İnsanlarla olan sıcak iletişimi sayesinde de başarıya ulaşması kaçınılmaz oluyor. Mon Ami ismini de kendi bulan Seda Soyalp ismin hikâyesini şöyle anlatıyor, “Çocukluğumda resim yaptığım boyaların adı Monami’ydi oradan esinlendim ve aynı zamanda yaptığım işle bağlantılı da olmalıydı. Şöyle ki ‘Mon Ami’ Fransızcada ‘Arkadaşım’ anlamına geliyor. Creperie ise dünya genelinde krep dükkânlarına verilen bir isim. Böylece “Mon Ami Creperie” tam bize göre arkadaş samimiyetinde bir krepçi olan, Türkçe karşılığı arkadaşım krepçisi olan bir isim olarak doğdu” diyor.
Enfes ve doyurucu menü
“Sağlığıma çok dikkat eden bir insan olarak yaptığım tüm krep hamurlarımı sağlıklı bir şekilde hazırlıyorum” diyen Seda Soyalp, krep hamurlarını şeker kullanmadan ve kaliteli malzemeler ile özel reçetesine göre hazırlıyor. Açık mutfak olarak her şey müşterinin gözü önünde hazırlanıyor.
Tatlı ve tuzlu krepler olarak temelde ikiye ayrılan krep menüsünde 30’a yakın seçenek bulunuyor. Bu çeşit daha da arttırılabiliyor çünkü müşteriler krep ve pancakelerde kendi kombinasyonlarını yaratabiliyorlar. Örneğin tuzlu kreplerin hepsinin içinde temelde kaşar peyniri mutlaka oluyor ancak onun dışına isteğe bağlı olarak sebzeler, mantarlar, karışık Ege otları, ya da İzmir tulumu, labne peyniri, lor peyniri gibi farklı peynirler seçme şansı mevcut. Tatlı kreplerde de aynı şekilde Nutellalı, reçelli, fıstık ezmeli, ballı, ballı tarçınlı, ballı tahinli, tereyağlı ballı, tahinli pekmezli, akçaağaç şuruplu gibi birçok seçeneğin içinden kişi kendi tercihini yapabiliyor. Böylece zevke göre karışım yaratılabiliyor.
Menüde Mon Ami Creperie’ye ait bir spesiyal olan şişe dizilmiş mini pancake’ler ve meyvelerden oluşan pancake şiş seçeneği de bulunuyor. Ayrıca çiçek waffle, Brüksel usülü waffle ve sandviç waffle olmak üzere waffle seçenekleri de menüde yer alıyor. Burada pişen pancake ve waffle’ları özel kılan içinde kullanılan gerçek Madagaskar vanilyası… Genellikle kahvaltılar ve öğle yemeklerinde tercih edilen Fransız tostları da menüye ayrı bir renk katıyor. Croque Monsieur ve Croque Madame adındaki bu tostlar leziz ve oldukça doyurucu. 3 katlı tost ekmeği arasına dana jambon, füme et, füme dil, hindi füme arasından seçtiğiniz et ürünü ile eritilmiş ve kızarmış peynir ile fırında pişiriliyor, üstüne yumurta ekleniyorsa adı Croque Madame, eklenmiyorsa Croque Monsieur oluyor ve hardal ile sunuluyor. Lezzetli ve doyurucu olan bu seçenekler mutlaka denenmeye değer.
Likör eşliğinde yapılan Türk kahvesi sunumları geleneğini yaşatan Mon Ami, Sakız Adası’ndan özel olarak getirdiği likörleri Türk kahvelerinin yanında ikram ediyor. Sakız likörü, tarçın likörü, acıbadem likörü gibi likörler yanında ikram edildikleri kahveye leziz aromalar katıyorlar. Bunlar dışında alkol dışında tüm içecek çeşitleri de menüde yer alıyor.
Nostaljik ruh, yeni projeler…
Nostaljiyi seven ve ruh olarak 100 yıl öncesinde yaşadığını dile getiren Seda Soyalp, mekanın dekorasyonunda da bu nostalji merakından esinleniyor. Antika meraklısı olan Soyalp, antika tabaklar, fincanlar, aynalar kullanıyor ve bunları servislerinde müşterilerine de sunuyor. Türkiye’nin her yerinden hatta yurtdışından da müşteri portföyü olan Mon Ami Creperie, müşterilerinin yazılarından oluşan bir anı defterine de sahip. Vakti olan müşteriler lezzetler ve mekân hakkındaki görüşlerini buraya yazarak hem anı bırakabiliyor, hem de fikirlerini iletebiliyor.
Gurmeler, bloggerlar, şefler ile bir araya gelerek kısa söyleşiler, workshoplar yapma projesi de bulunan Seda Soyalp mekânın içerisinde özel bir alan da hazırlamış. Burada Fransız usulü kreplerinin sırlarını paylaştığı mini söyleşiler ile bilgi ve birikimlerini meraklılarıyla paylaşmayı planlıyor.
Mon Ami Creperie, çeşitli etkinliklerde stantlar açarak daha çok kişiye, özellikle de bu lezzetlere bayılan çocuklara ulaşıyor. Bu güne dek Süper Çocuk Festivali, MEF International School’un düzenlediği bahar şenlikleri gibi çocuk festivallerinde yer alan marka, çocuklara hitap eden lezzetli krepleriyle büyük ilgiyle karşılandı. Mon Ami Crepeire’in lezzetleri gün bitmeden birkaç saat içerisinde hamuru bitecek kadar çok sevildi. Katılım gösterdiği bir diğer festival ise Fransız Kültür’ün bahçesinde her yıl düzenlenen Müzik Bazaar’dı, burası da Fransız usülü krep yapan Mon Ami’nin tam olması gereken yerlerden biriydi.
Lezzetiyle, sunumlarıyla, hizmet kalitesiyle, sıcak samimi ortamıyla, güler yüzlü ve pozitif enerjili ambiyansıyla tercih edilen bu mekân, bir kez geleni tekrar tekrar getirmeyi başarıyor. Yolunuz yakınlarından geçerse mutlaka uğramanız gereken Mon Ami Creperie’nin lezzetlerine ve mekânın sahibesi krepçi kız Seda Soyalp’in misafirperverliğine hayran kalacağınıza eminiz.
İnstagram: monamicreperie
Facebook: monamicreperieizmir
Kültür Mah. Vasıf Çınar Bulvarı No:27/B Alsancak – İzmir
0 531 587 58 24
0 232 502 62 46
