Röportaj

Gözde’nin Rüzgara Şarkı Söyleyen Çanları

Röportaj: Görkem Şengüler

Bu sayının konuklarından biri de seramik sanatçısı Gözde Şengüler. Dergimiz için kendisiyle görüşmeyi yapan ise tasarımcı kardeşi Görkem. İnsanın çok iyi tanıdığı biriyle röportaj yapması daha zor ama konuşanlar sanat penceresinden bakınca tatlı bir söyleşi olmuş.

Görkem: Biraz kendinden bahseder misin? Nasıl başladı çamurla olan hikâyen?

Gözde: Benim sanatla tanışmam yirmili yaşlarda Resim ve Heykel Müzesi’ne kayıt olmamla başladı. Rahmetli hocamız Şeref Bigalı ile uzun yıllar yağlı boya, kara kalem çalışmaları yaptık. Birlikte birçok sergi açtık, kişisel sergilerimiz oldu. Daha sonra buradan heykele geçtim. Heykelde de Cahit Koşçaban hocayla birçok sergi ve çalışmamız oldu. Herhalde çamura olan sıcak yaklaşımım da heykelden kaynaklandı diyebilirim. Heykelde içimdeki çamura karşı olan keyfi hissettim. Resim ve Heykel Müzesi’nden mezun olduktan sonra da seramiğe başladım.

Seramik Sanatçısı Gözde Şengüler ile röportaj, Alaçatı, Megaplus dergisi 36. sayı

Görkem: Çamura dokunurken, şekil verirken, fırından çıktığı anda ne hissediyorsun?

Gözde: Sanırım bütün seramikçiler aynı cevabı verir bu soruya. Büyük keyif, büyük mutluluk hissediyorum. Çünkü elinizdeki ufacık bir çamur parçası ile yapabileceğiniz sonsuz şey var. Takı, obje, tablo, pano, araç gereç olabilir her şey olabilir sonsuz… Zaten, bunu düşünmek ayrı bir heyecan. Ben bununla her şeyi yapabilirim fikri, adrenalininizi yükseltiyor ve heyecanlandırıyor.

Seramik Sanatçısı Gözde Şengüler ile röportaj, Alaçatı, Megaplus dergisi 36. sayı

Görkem: Çamur nasıl bir yolculuk?

Gözde: Çamur, seramiğe dönüşene kadar uzun bir yolculuktan geçiyor. Dikkatli olmanız gereken bir süreç bu. Oluşturmak istediğiniz şeyin hayalinizde resmini çizdikten sonra çamurla uğraşmaya başlıyorsunuz. Çamurun üzerinde heykel yapabilirsiniz, oyma işlemi yapabilirsiniz, kazıma yapabilirsiniz, aklınızdan ne geçiyorsa hepsini uygulayabilirsiniz. İşleminiz bittikten sonra bir süre fazla rüzgâr ve güneşe maruz kalmadan kuytu bir köşede saklamanız gerekiyor. Bu saklama işlemi 1 buçuk hafta kadar sürüyor. Bu sırada, yaptığınız çalışmanın kurumaması ve çatlamaması için gözünüzle onu sürekli takip ediyorsunuz. Sonrasında bisküvi pişirimi için 1000 derecelik fırına alıyorsunuz. Fırında 9 saat gibi belli bir dereceye çıkıp beklemede kalarak bisküvi haline getiriliyor yaptığımız seramik. Bunun ardından sırlama işlemine geçiliyor, istediğiniz rengi kullanabileceğiniz, istediğiniz sırrı üzerinde deneyebileceğiniz keyifli bir dönem… Sadece sırın fırçayla sürümü veya sırın oluşumunu yaparken dikkat etmeniz ve bilmeniz gereken birkaç kural var. Bu kısım keyiflidir, çünkü boyama işlemi, fırça kullanma herkese mutluluk verir. Sırlama işlemi bittikten sonra tekrar fırına alınır bu kez daha yüksek dereceye çıkar fırın. Bu aşama da hemen hemen 1 gün sürer. Fırın bittikten sonra kapağının açılması da yaklaşık bir buçuk gün sürüyor. Bunlar işin teknik kısımları. Sizin heyecanla beklediğiniz içiniz pırpır ederek acaba fırından ne çıkacak diye düşündüğünüz dönem işte bu dönem oluyor. 

Seramik Sanatçısı Gözde Şengüler ile röportaj, Alaçatı, Megaplus dergisi 36. sayı

Görkem: Rüzgâr çanı koleksiyonun var. Alaçatı’nın bitmek bilmeyen rüzgârı mı sana ilham kaynağı oldu?

Gözde: Evet, bir rüzgâr çanı koleksiyonum var benim de duymaktan ve dinlemekten keyif aldığım… Bunda en büyük etken atölyemin Alaçatı’da ve doğanın içinde olması diye düşünüyorum. Çalışma esnasında kuş sesleri, ağaçların rüzgârla birlikte çıkardığı seslerini dinliyordum. Sonrasında rüzgâr çanlarını yapmaya başladığımda buna seramik de eklenince keyfim bir kat daha arttı. Zannediyorum onların çıkardığı ses benim için her zaman ön planda olacak. 

Seramik Sanatçısı Gözde Şengüler ile röportaj, Alaçatı, Megaplus dergisi 36. sayı

Görkem: Şimdi yeni bir soluk ile takı yapmaya başladın. Nasıl başladı bu koleksiyon ve takı hikâyesi?

Gözde: Geçtiğimiz kıştan beri takı tasarımı üzerine çalışıyorum. Tabii ki takılarda da seramikteki sabır sınavı devam ediyor. Takının beni biraz daha fazla heyecanlandırdığını fark ettim. Çünkü elimdeki seramik çamurundan takı objesi oluşturmaya başladığım zaman birçok hayal kuruyorum. O takıyla birlikte giyeceğim kıyafeti, yapacağım makyajı, gideceğim ortamı düşünüyorum, birçok hayalin içine düşüyorum aslında ufacık bir küpe parçası ile… Daha sonra bunun doğru bir şekilde piştiğini ve renklerinin çok güzel fırından çıktığını gördüğüm zaman ayrıca mutlu oluyorum. Kullandığım takıda o heyecanın o kurduğum hayallerin dışarıya yansıdığını düşünüyorum. İnsanlar da üzerinizdekini beğenip bunu dile getirince doğru yolda olduğunuzu düşünüyorsunuz. Takı benim için bir tık daha yukarıda şu an. Zannediyorum bu yolda da uzun süre çalışacağım.

Seramik Sanatçısı Gözde Şengüler ile röportaj, Alaçatı, Megaplus dergisi 36. sayı

Görkem: Eğitim veriyor musunuz? Bu nasıl bir süreç?

Gözde: Evet, atölyemde eğitim veriyorum. İlk başlangıç dönemi için eğitim süresi genellikle 4 hafta oluyor. Seramiğin oluşumu, bisküvi pişirimi, sırlanması ve boyama işlemi 4 hafta içerisinde gerçekleştirilebiliyor. Bunun dışında atölyelerde ders verilmesi atölyenin yaşaması için bence çok doğru oluyor. Yeni fikirler, yeni projeler, yeni görüşler için bence bütün atölyelerde de ders verilmeli.

Seramik Sanatçısı Gözde Şengüler ile röportaj, Alaçatı, Megaplus dergisi 36. sayı

Görkem: Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?

Gözde: Çok şanslı olduğumu düşünüyorum, çünkü hobi olarak başladığım bir şey sonrasında işim oldu. Her sabah atölyeme gidip kapısını açtığımda kalbimin ritminin hızlandığını hissettiğim çok keyif aldığım bir işim var. Umarım herkes kalbinde sevgisini hissettiği güzel bir uğraş ile mutlu olur…

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu