Gerçek bir başarı öyküsü; BİLGE ÇİFTLİĞİ
Antep’in meşhur kuru domatesinden, Aydın’ın dünyaca ünlü incirine, Ezine peynirinden çeşit çeşit reçele, Anadolu eriştesinden sucuk, yumurta ve peynir çeşitlerine, kestane balından hurmalı, fıstıklı barlara, kuru meyve ezmelerine kadar şahane lezzetlerin adresindeyiz; Bilge Çiftliği. “En doğalını tüketip sağlıklı bir hayat yaşamak varken, neden doğallıktan uzaklaşalım?” düşüncesiyle, detaylı bir araştırma ve geliştirme sürecinden sonra 2015 yılında online dükkanını açan Bilge Çiftliği ürün yelpazesini sürekli geliştirip zenginleştiriyor. İlk günden bu yana da “Doğa bizim için çalışıyor, biz de sizin…” söylemini kullanıyor.
Firmanın kurucusu Bilge Altınmakas Özgenoğlu, 2011 Ege Üniversitesi Kimya Mühendisliği mezunu. Çalışma hayatına Gıda Hijyeni Uzmanlığı yaparak başladı. Türkiye’deki gıda işletmelerinin üretimleri daha hijyenik koşullarda olsun diye hem çalışan personel ve mühendislere eğitim veriyor, hem de proses tamamlandıktan sonraki temizlik planını düzenleyip uygun kimyasalları firmalara sunuyordu. Çalıştığı süre boyunca neredeyse girmediği işletme ve karşılaşmadığı problem kalmadı. Süt işletmeleri, kesimhaneler, kuru domates fabrikaları, balık işletmeleri, konserve, meyve suyu fabrikaları gibi farklı işletmeler onun iş alanıydı. Her seyahatinde aracının, çevresindekilerin siparişleriyle ile dolmaya başlaması şirketinin de ilk tohumlarının atılması aslında. Yoğun iş hayatı ve geç saatlere dek dışarıda olması nedeniyle istediği şarküteri alışverişini de yapamaması Bilge Çiftliği’ne doğru giden yolun ilk kilometre taşları oldu.
Yoga ile iç sesini dinledi
Karar aşamasını şöyle anlatıyor Bilge; “İşimden istifa ettim ama ben gerçekten de bir iş kurmalı mıydım, bu sorumluluğun altına girmeye hazır mıydım, bu iş doğru olan mı gibi pek çok soru sordum kendime. Aynı soruları çevrem de sordu bana. Ben de kendimi çok sevdiğim yogaya verdim. İç sesimi dinlemek bence en güzel cevap kaynağıydı. Bence herkes bunu hayatının kararlarını almadan yapmalı. Yaklaşık 1-2 ay boyunca sadece yoga seanslarına katılıp, yürüyüş yapıyor ve çevremdeki tüketici topluluğunu izliyordum. Bir gün gelen telefon ile her şey başladı. İşten ayrıldığımı duyan müşterilerim ile sohbet ederken birden gezen tavuk yumurtası çiftliği olan babasından yumurta almak geldi aklıma. Neden olmasın? Bir yerden başlayacak ve piyasayı yakından inceleyecektim. Anneannem genç yaşta eşini kaybedince üç kızını pazarcılık yaparak büyütüş ve okutmuş. Bu olay biraz beni kamçıladı, ben de ilk basamaktan başlayabilirdim.”
Gezen tavukla başlayan yollar
Aldığı kararı hemen uygulamaya koyan Bilge Altınmakas Özgenoğlu, çevresindeki herkese “gezen tavuk yumurtası veya tavuk ister misiniz” diye sorarak sipariş almaya başladı. Kısa süre sonra kendisini annesinin bagajı yumurta dolu arabasını kullanırken buldu. Sadece yumurta mı? Akülü buzdolabında tavuklar ve yaptırdığı özel sucuğu da satıyordu artık. Herkesten sipariş topluyor arabanın müsait olduğu saatte herkese siparişlerini dağıtıyordu.
Yüksek kimya mühendisi yumurtacı mı oldu yoksa?
Girişimcilik kavramının pek çok kişi tarafından tam da anlaşılamadığı toplumumuz “okumuş etmiş”, hele ki kimya mühendisliğinde yüksek lisans bile yapmış genç bir kadının yeni işine akıl sır erdiremedi elbette. “Bir de yüksek kimya mühendisi olacak, yumurtacılık yapıyor” diyenden tutun da, “oldu mu bu şimdi, yakıştı mı sana” diyene kadar herkesin bir fikri oldu tabi ki.
Kendi cesaret edemediği için onun cesaretine set olanlara inat, 2-3 ay boyunca kimsenin lafını umursamadan satış yaptı ve geri bildirimler alarak kimin neye ihtiyacı var, sistem nasıl olmalının hesabına oturdu.
Bundan sonrasını şöyle aktarıyor Bilge; “Bir süre sonra siparişler evin buzdolabına sığmamaya başlayınca süreci hızlandırmaya karar verdim. Bornova’da, her yere kısa sürede ulaşabileceğim bir lokasyonda bir dükkan tutup şirket kuruluşunu yaptım. Kendime güvendim çünkü kendi bildiğim işi yapıyor olmanın rahatlığı vardı. Bunca zaman boyunca “sen evine hangi marka ürün alıyordun”, “nasıl tüketiyorsun” diye soranlara artık bir marka olarak cevap verebilecektim.”
Ya marka?
Markanın isim babası Harun Özgenoğlu. Şirketi kurarken Bilge’nin amacı yalnızca ürün satmak değil, insanların bilgi alacağı bir platform da oluşturmak. Eh, eşinin adı da “Bilge” olunca mitoloji ve tüm dinlerde bilgeliğin sembolü olan baykuşun gözleri, tescilli “Bilge Çiftliği” isminin sembolü oldu.
Bilge Çiftliği ilk olarak sadece e-ticaret firması olarak kurgulandı. Süreçten tam emin olamayan Bilge önce www.sarkuterisepetim.com adresini açtı ve tüm Türkiye’ye satışa başladı. Sadece İzmir ve Manisa’ya kendi soğuk hava araçları ile ücretsiz teslimat yapıyordu. “Tüm ürünleri kendi markamız ile üretemeyiz, bu kadar hızlı başlayamayız” korkusu ürün grubunu sadece şarküteri ile sınırlamalarına neden oldu. 2015’in Mayıs ayında ilk satışlar başladı.
Kısa sürede gelen ilk ödül
“Şirketi açıp ürün tedarik etmeye başladığımda arkamda pek çok destekçi üreticinin olduğunu gördüm. Birkaç ay içerisinde Bilge Çiftliği markalı zeytinyağı, zeytin, reçel çeşitleri, meyve barları, peynir çeşitleri, şerbetler rafa çıktı. İlk ödülümüz Amerikan Packing Of World platformundan geldi. Tüm etiketlerimiz paylaşılmaya değer görüldü. Daha senesi bile dolmadan dikkat çekmek bizi çok heyecanlandırmıştı. Doğa bize en güzelini sunuyor her zaman. Bu yüzden biz de Doğa bizim için çalışıyor, biz de sizin için… sloganı ile işimize aşk ile bağlandık. Daha çok kişiye ulaşmayı hedefledik her zaman. İşimizi çok dikkatli yapmaya özen gösterdik. Evet, gıda konusunda e-ticaret yapmanın sistemi çok zor. Açmakla kalamıyorsunuz, ciddi bir tanıtım bütçesi, daha da önemlisi tanıtım sürekliliği gerektiriyor. Üstelik firma prensiplerinde taze ve güvenli olmak olmazsa olmazımız. Bir süre sonra İzmir’de özel gıda satışının olmadığını ve butik çözüm sunan pek firma olmadığını keşfettik. Tam da o sıralarda bizden unlu mamulleri özel ambalajda isteyen iyi bir firma sayesinde fason unlu mamul üretim ve paketlemesinde bulduk kendimizi. www.sarkuterisepetim.com satışına devam ederken, bir yandan da farklı işler ile maddi olarak destekleyecek bağlantılar kuramaya çalışıyordum. Kısa süre sonra İzmir’deki pek çok takeaway kahve firmasının kasa önü ürünlerini organize eden ve Bilge Çiftliği meyve barları ile unlu mamullerini raflara koyan bir markaya dönüştük.”
Anadolu Markaları Birincisi
Bilge Çiftliği işte tam da bu süreçte, 2016 yılı Kasım ayında Capital ve Ekonomist dergilerinin düzenlediği “Anadolu Markaları” yarışmasında “Küçük İşletmeler” kategorisinde birinci oldu. Ödül töreninden İzmir’e dönüşte bayilik teklifleri başladı. Mağaza açma kararı da hemen bu ödülün ardından, 2017 yılı Mart ayında devreye girdi ve Bornova’da ilk İzmir mağazası açıldı. Bilge Çiftliği artık sadece e-ticaret değil perakende mağazası ile de müşterilerine hizmet vermeye başladı.
20 Kadından biri
Birbirini hızla izleyen adımlar yeni ödüller getirmeyi de sürdürdü. Mağazanın açılışından kısa süre sonra Bilge Altınmakas Özgenoğlu, Facebook Shemeans Business Projesi’nde Türkiye’nin başarılı 20 kadın girişimcisinden biri seçildi. 3 yıllık şirket üç ayrı ödül ile taçlanmıştı. Ve zamanında “yumurtacı” diyen dostlar şimdi onun geldiği noktanın ve yaptığı işteki farkındalığı görüp başarı önünde saygıyla eğildiler.
Geleceğe yönelik hedefler
Bugün gelinen noktada Bilge Çiftliği e-ticaret ile yola çıkmış bir firma olmakla birlikte, piyasa dengesine ayak uydurmak ve riskleri dağıtmak için hem perakende sektöründe mağazasında hizmet sunuyor, hem de soğuk sandviç, sağlıklı doğal atıştırmalıklar, unlu mamuller gibi pek çok hizmet zincirine ürün tedarik edip, üretim yapıp faaliyetine devam ediyor.
Bilge’ye “işletmenin gelecekte nerede olmasını hayal ediyorsun” diye sorduğumuzda cevabı çok net;
“Ben önce çocuk yapıp çocuklarımı büyütüp evet sıra bana geldi şimdi hayallerimin peşinden gitmeliyim diyen olmadım. Önce hayalini kurdum sonra hayallerimi gerçekleştirdim ve Anadolu Markaları birincisi olduğum zaman sahneye çıkarken şirketim 2 yıllıktı ve ben 4 aylık hamileydim. Bugün ise büyümeye devam ederken çok kıymetli çalışma arkadaşlarım, bana her zaman destek veren eşim, ailem ve biri 28 aylık, diğeri 8 aylık iki oğlum var. “İş, çocuk, ev, hepsi nasıl birlikte yürür” diyenlere rağmen ben vargücümle hem çalışıyorum, hem iş imkanı sunuyorum hem de çocuklarıma gelecekte örnek bir anne olmaya çabalıyorum. İlk hayalim 4. yılımız dolmadan bir ödül daha alıp “4’te 4” yapıyor olmak. Bunu gerçekten de çok istiyorum.
Uzun vadede yapmak istediğim iki proje var. Birincisi annelere yönelik doğru beslenme, doğru gıda tüketimi, sık yapılan yanlışlar başlıkları ile öncelikle İzmir’de olmak üzere seminerler düzenlemek.
İkinci projem; işe benim gibi bakan kadınlar ile Bilge Çiftliği’ni başka şehirlerde de açmak ve o şehirlere de kendi araçlarımız ve personellerimiz ile hizmet sunmak. Perakendecilik sektöründe tecrübeler edindik ve artık nasıl yol almamız gerektiğini çok iyi biliyoruz. Geriye sadece doğru iş ortakları kalıyor. Pek yakında güzel haberlerimizi paylaşmaya da başlayacağız bu konu ile ilgili.