Zeytin Perisi Zizi ve Zeytin Bilezikleri

Hale Gökalpsezer duyarlı, zarif, sanatçı… Sanata ve çocuklara dair bir proje varsa, Hale ölümüne taraftar. Çiziyor, yazıyor, okuyor. Müzik hayatının olmazsa olmazı. Çocuklara atölyeler yaptığı odasından müziğin eşsiz tınıları koridorlara sızıyor kapı altından. Düşlüyor ve çocuklara düşleyebilmeyi öğretiyor ince ince. Resimle, tiyatroyla, kostüm tasarımlarıyla. Devlet Tiyatroları Opera ve Balesi Çalışanları Yardımlaşma Vakfı (TOBAV)’nın Yönetim Kurulu Başkanı. Ne yazık ki imkanları kısıtlı bir vakfın sakin duran kadın Don Kişot’u.

Bir resim atölyesi de var, 10 yıldır çocuklar ile çalışıyor. Harika bir diyalogu var çocuklarla. Onlarla resimler yapıyor, şarkılar söylüyor, oyunlar oynuyor. Çocuklara bir şey öğretmiyor, onları sanat ile eğitmeye çalışıyor.

Hale GÖKALPSEZER

En çok da kadın. Yalnız bir anne. Sadece oğlu Işık’ın değil, Zizi’nin de annesi.

Üstün yetenekli oğlu Işık piyanist olmak istiyor ve Hale onu desteklemek için kaynak yaratma arayışında. Oğul Almanya’ya gidecek; kendi çabası ve aynı zamanda da tesadüf eseri bir hoca ile tanışmış. Hoca Işık’ı Almanya’ya çağırıyor. Maalesef Türkiye’nin şartlarından dolayı burada fazla şansı yok. Çok başarılı bir çocuk, pek çok birinciliği var, elinden geleni yapıyor ama sanatını geliştirmesi için Almanya’ya gitmesi lazım. Annesinin de onu desteklemesi… İşte tam da bu finansal anlamda çok tıkandığı bir döneminde ortaya çıkıyor Zizi. Çok enteresan bir şekilde de ortaya çıktıktan sonra parayla bağlantısı kopuyor.

Zeytin aşkından doğan Zeytin Kız

Zeytinle duygusal bir bağı var Hale’nin. O tam bir Ege kızı. Dünya insanı. Zeytinlerle çok ilgili, zeytin ağaçlarına, zeytin kültürüne aşık. Hale için her bir zeytin ağacı bir efsane gibi, sanki konuşsalar, anlatsalar bir sürü şey çıkacak ortaya. Onların resimlerini çiziyor; hepsi birbirinden farklı. Hikâye kitabı yazıyor Zeytin Kız diye. Ölmez ağacı anlatıyor Zeytin Kız. Hurma ninesi var bir tane, nasıl aşı yaptıklarını, aşı macununu, karatavuk kuşlarını anlatıyor. İstiyor ki belediyeler ile bir ortak proje yapılsın, Hale çocuklara atölye yapsın, projeyi anlatsın. Şubadap grubunun Ölmez Ağaç şarkısını çalmayı öğreniyor. Bu şarkıyı kullanabilmek için onlardan izin alıyor.Birkaç yerde tamamen gönüllü olarak projeyi uyguluyor. Çocuklar bu hikâyeyi dinlesinler aynı zamanda resmini yapsınlar, Hale’nin resim sergisini gezsinler, büyük gruplardan karma sergiler olsun, bir zeytin kültürü oluşsun. Bu coğrafyada doğan her çocuk zeytinin nasıl bir yer üstü zenginliği olduğunu, bunu nasıl yaşatmaları gerektiğini ve bunun nasıl bir sorumluluk olduğunu bilsin.

Ama bu naif proje yaşamsal pratiklerde karşılığını bulamıyor. Belediyeler bunu kitap olarak bastırıp çocuk atölyeleri yapmayı çok uygun bulmayınca ne yazık ki proje de rafa kalkıyor, yaşam kokan pek çok proje gibi.

Anneannenin tesbihi ilham kaynağı

“Anneannem çok tatlı, tuttuğunu koparan, diktiği sopa bile yeşeren, kurşun döken, iyileştirici bir tarafı da olan bir kadındı. Ciddi bir üreticiydi, hiç boş durmazdı. Annemde ve bende onun üretme saplantısının devamının olduğuna inanıyorum. Hatırlıyorum, ona gittiğimiz zaman benim elime bir tane zeytin çekirdeği verirdi. Sokaktaki bütün çocukların eline de verirdi. Ben de onlarla birlikte taşta zeytin sürterdim. Sonra anneannem onlardan tespih yapardı. Anneannemden bize kalan zeytin çekirdeklerinden yapılmış 99’luk bir tespih var evde. Zaman zaman onunla dua ederdim. Çok değerlidir benim için, ara sıra boynuma da takarım. Bir gün yine çocukluğumdaki gibi zeytin çekirdeklerini alıp evimizde yıllardır duran bir taşla 50 tane zeytini zımparaladım. Ellerim paramparça oldu. Bu arada da çocuk atölyelerini yapıyorum. Ölmez Ağacı da ukulelede çalmaya çalışıyorum ama ellerim parçalandığı için çalamıyorum. Onlarla oynarken kendi kendime düşünüyorum; ölmez ağaç, efsane, çok büyülü, koruyan periler falan…  Zeytin Perisi Zizi böyle çıktı ortaya.”

Zizi’nin Bilezikleri

Sonra bu perinin bir de kızı olsun istiyor Hale. Kıvır kıvır saçlı, tombili yanaklı, umut taşıyan, sevimli bir kız. Proje iç içe geçiyor yavaş yavaş ve zeytinin doğası gibi kendiliğinden şekil alıyor.

Bir yandan da zeytin çekirdeklerini biriktirmeye başlıyor Hale. Sadece kendisi değil tüm çevresi yedikleri zeytinlerin çekirdeklerini kavanoz kavanoz, torba torba Hale’ye getirmeye başlıyor. Yediği zeytinin çekirdeğini atamaz hale geliyor çevresindekiler.

“Bu kadar çok zeytin çekirdeğini nasıl kıracağım diye düşünüyordum. Çünkü bunlarla uğraştığımda başka hiçbir şey yapamıyorum, diğer işlerime projelerime vakit kalmıyor. Çok sevdiğim mücevher ustası bir arkadaşım var, çok sağ olsun bu arkadaşım cüzi miktarlara bana onları deliyor zaman zaman. Sonrasında yine onların törpülenmesi, dezenfekte edilmesi yine inanılmaz zaman alıyor. Kısacası çok üretilemiyor üretimi çok zor oluyor. Ama bilezik haline geldiğinde o kadar güzel oluyor ki tüm emeğe değiyor.”

Hikayenin devamı

Çocukların çok fazla masal dinlemesi gerektiğine inanıyor Hale. Çok fazla masal dinlemeyen çocukların büyüdüklerinde yalanlara daha kolay inanacağını düşünüyor. Zeytin Perisi Zizi yavaş yavaş şekillenirken Hale’de, hikaye de doğal bir şekilde oluşmaya başlıyor.

Doğanın en gerçek hali yazdırıyor Hale’ye hikayeyi; Karatavuk kuşları zeytinleri yiyor, kursaklarında kırıyor, tohumları onların dışkısında karışıp doğaya gübrelenerek çıktığı için çok rahat büyüyor zeytin ağaçları. Zeytin çekirdeğini alıp dikersen hiçbir şey çıkmaz gerçekten de. Onu kırmak ve bekletmek gerekir. Hikayede de Karatavuk kuşları senin yerine bunu yapıyor.

“Atölyedeki çocuklar Zizi’yi inanılmaz sevdiler. Çizdikleri resimde bir ağaç varsa mutlaka yanına bir Zizi çiziyorlar bu ağacı korusun diye. Hepsi Zizi’yi kendilerine göre çiziyorlar; hepsinin Zizi’si farklı.”

Her bir bilezik bir mücevher gibi

Bunca zahmetli bir üretim süreci varken, zeytin çekirdeklerinin işlenmesiyle oluşan Zizi bilezikleri çok da değerini bulmuyor aslında. Oysa her bir zeytin çekirdeği bir mücevher gibi işlem görüyor. Çok sert ve zor bir malzeme, işi bilmek gerekiyor.

“Çok çalıştım, çok emek verdim, çok ucuza satmak zoruma gidiyor ama gidebildiği fiyata gidiyor çare yok. Ben bunun ileride çok iyi bir projeyle buluşup çocuklar için bir fon olacağına inanıyorum, bugün Işık’ı okutur, yarın başka çocuğu okutur. Bunu çok gönülden diliyorum, umarım olur.”

Biz de gönülden diliyoruz. Yolun açık olsun Zizi. Ölümsüz ağacın çekirdekleri olarak takıldığın her bileğe güç ver.

Instagram: /zizibilezikleri