Bir Kadın Bir Erkek
Röportaj: Erkan Sevinç | drerkansevinc@gmail.com
Alsancak bildiğiniz gibi İzmir’in Konak ilçesine bağlı bir semt. İzmir dendiğinde ilk olarak Alsancak ve Kordon akla geliyor. Burada olan kültürün kalıcı olması ve gelecek kuşaklara aktarılması önemli. Bu değerleri artırarak yaşattığımız sürece kent kimliğini de yaşatırız. Kentler yarattıkları ruhla çoğalır ve değerli olur. Tüm dünyada marka kentler lafı terk edilmeye başlanıyor. Mahallelerin ve kentlerin ruhundan bahsediliyor. Alsancak’ın eski adı “Punto“. Kıbrıs Şehitleri Caddesi, Mustafa Bey Caddesi, Gül Sokak, Alsancak Garı, Gündoğdu Meydanı bu semtimizin sınırları içerisinde yer alıyor. Alsancak’ı koruyan ve güzelleştiren bir dernek var. Yerel yönetimlerle işbirliği yapan bu derneğin başında da Eczacı Dilek Olcay…
Nerdeyse 24 saatinizi alan Alsancak Koruma ve Güzelleştirme Derneği’nin öyküsünden başlayalım.
1999 yılında 27 semt sakini kurduk derneğimizi. Halen 186 üyemiz var. Dernekte Levanten ve Musevi üyelerimiz de mevcut. Politikadan uzağız. Din, dil, ırk farkı gözetmiyoruz. Birçok aktivitemiz var. Geleneksel ödüllerimiz var. Yaşayan insanlara yaşarken değer vermek amaçlı ödüller, vefa ödülleri bunlar. İki ödül törenimizde seçtiğimiz insanlar çok farklı kesimlerden. Mesela en son, Kıbrıs Şehitleri Belediye Sokağı’nda 41 senedir anahtar yapan bir kişiyi ödüllendirdik. Dernekte her birimiz birbirimizi tamamlıyoruz. Değişik meslek dallarından insanlar var. İyi niyetle, şevkle çalışıyor herkes. Çok güzel insanlar.
Sadece ödül törenleri değil elbette.
Tabii ki. Tavla ve Satranç Turnuvaları ve halkı bilinçlendirmeye yönelik sağlık seminerleri düzenliyoruz. Türkiye’nin ilk Görme Özürlüler Kitaplığı olan TÜRGÖK’ün hizmetlerini anlatmak ve daha çok bağışçı bularak kitaplıktaki kabartma kitap sayısını artırmak için başlattığımız “Bir Kitapla Bin Yaşa” kampanyası amacına ulaştı. Artık marka haline gelen Alsancak Şenliği’miz var. Bu sene Eylül sonu Ekim başı gibi yapacağız. Çocuklar okullarda ödüllü projeler yapıyorlar; biz de bu projelerin şenlikte sergilenmesini sağlayacağız. Alsancak Şenliği’nin ana destekçisi Konak Belediyesi yanı sıra Milli Eğitim de destek verecek. Bir bilim şenliği yaşanacak adeta. 9 Eylül Üniversitesi’nden öğrenciler sokaklarda resim yapacaklar. Ben onları izlerken kendimi bir anda Paris’te Seine nehri yanında gibi hissediyorum. Daha pek çok yeni projemiz var bu yıl için.
Başkanlar değişti ama…
Her gelenle iyi ilişkiler kurduk. Konak’ın yeni başkanı deneyimli bir isim. Belediyeciliği biliyor. Geçenlerde kendisini ziyaret edip neler yaptığımızı gösteren bir dosya sunduk. Konak Belediyesi ile iki proje yürütüyoruz. Biri “Atatürk’ün Çocukları” diğeri “Alsancak Şenliği”. En yakın zamanda Tunç Bey’e de gideceğiz. İzmir’i bir bütün olarak düşünmek lazım. Sonuç almak için temizlik gibi alanlarda her iki belediye ile çalışmalıyız. İnsanlar nereye şikayet edeceklerini bile bilmiyorlar.
Peki bugüne kadar hangi sorunlarda çözüme ulaştınız?
24 saat çalışan bir yer Alsancak. 24 saat yaşıyoruz, yaşıyor. Ana caddeler Büyükşehir’in, ara sokaklar Konak Belediyesi’nin görev kapsamında. İlgililere sorunları iletiyoruz. Güvenlik en önemli sorundu; bu konuda epey mesafe alındı. Hem Kıbrıs Şehitleri’nde hem de Kordon’da gürültü konusu var. Özellikle Kıbrıs Şehitleri için bir çalışma başlattık. Çöp toplamaktan müzik yapanlara kadar. Kordon ile ilgili de çalışmalarımız var. Kordon’daki işletmeler de sorumluluk sahibi olmalı. Kordon’a her taraftan insan geliyor, zengini, fakiri; herkes mutlu olmalı.
Derneğe üye olmak için Alsancak’ta ikametgah şartı var mı?
Hayır. Alsancak’ta oturmak şartı yok; Alsancak’ı sevmesi lazım. Bizden sonra birkaç tane daha semt derneği kuruldu ama kalıcı olamadı. İzmir güzel bir şehir. İşte bu güzel şehrin semti Alsancak. Alsancak’a yapılacak her çalışmada varız.
Derneğe bir daldık, size gelemedik. Şöyle okul yıllarına dönelim. Neden eczacılık?
Ankara’da Kimya Mühendisliği’ni kazanmıştım ama o yıllarda siyasi olaylar vardı. Ailem “Ankara’yı unut” deyince yolum Yakın Doğu Üniversitesi Eczacılık Fakültesi ile kesişti. 24 sene aktif eczacılık yaptım. Okul yıllarında da Yardım Sevenler Derneği sivil toplum kuruluşlarında çalışırdım. Annem öğretmen. İki üniversite bitirmiş. Hem dil tarih, hem konservatuar. Babamın İzmir’deki çoğu yapıda emeği vardır. Bize hep eğitimin öneminden bahsettiler. Ben de sadece çocuklarımla ilgili değil, her alanda önce eğitimi ön plana çıkarırım. Oğlum da, kızım da başarılı öğrenim hayatlarından sonra iş yaşamına adım attılar.
Sadece tek dernek değil herhalde…
En az 10 dernekte faal olarak çalıştım, çalışıyorum. Ama öncelik her zaman Alsancak Koruma ve Güzelleştirme Derneği’mizde.
Yaz ayları Çeşme ayları mı?
Artık Çeşme’deki evimi açmıyorum. Altın Yunus’ta kalıyoruz 1.5 ay. Böylesi daha rahat oluyor.
Dilek Olcay sivil toplum örgütü çalışmaları dışında neler yapar?
Valla bol bol seyahat ederim. Kitap okurum çokça. Tercihim polisiye romanlar. Televizyonda yabancı dizileri takip etmeye çalışıyorum. Başta Ali Kocatepe olmak üzere Alsancak’tan yetişme sanatçıları dinlemeyi çok seviyorum. Bol bol da yürüyüş yaparım.
Eee alışveriş?
Alışveriş yaparım; hangi kadın yapmaz ki? Çanta da alırım ayakkabı da. Her kadının vazgeçilmez alışveriş kalemi. Ve tabi ki takı da… Çok severim.
Alsancak semtinin eski adı da Punta’dır… Peki neden Punta? Halk arasında bir söylenti vardır: “Eski zamanlarda bu yörenin limanında çalışan Rum görevliler ve hamallar İzmir’in rutubetli havasından ve soğuğundan dolayı zatürreye yakalanırlarmış. Zatürre olanların akciğerlerinde nokta şeklinde lekeler oluşur ve nokta Yunanca’da “Punta”dır. İşte Alsancak körfezinin o iliklere işleyen havası nedeniyle bu semte de “Punta” adı verilmiş.