Geçtiğimiz günlerde 4 kişilik “Çılgın Türkler Takımı” K.İrlanda-İskoçya arasındaki Kuzey Kanalı’nı 12 saat 14 dakikalık bir sürede yüzerek geçti. MegaPlus Dergisi İmtiyaz Sahibi Benan Bilek’in yakından tanıdığı ve takdirle tüm yüzüşlerini takip edip kutladığı Yasemin Bagana, bu gurur verici, inanılmaz performansı dergimiz için kaleme aldı. Anlatımdaki samimiyetini sizlere de aktarabilmek için bu 35 kilometrelik yüzme hikayesini Yasemin Bagana ’ın sözcükleriyle aktarıyoruz.
12 Saatte Kuzey Kanalı
Uzun süredir yüzmeyi hayal ettiğimiz 35 kilometrelik Kuzey Kanalı’nı yani K.İrlanda-İskoçya arasını yüzmek için hazırdık. Ancak 26 Temmuz Cuma sabahı teknemizin kaptanı Padraig Mallon’dan bir mesaj aldık. Hava şartlarından dolayı yüzmemiz mümkün değildi. Çok hazırdık, bu habere çok üzüldük. Bir senedir bunun hayalini kurmuş, bir hafta önceden K.İrlanda’da yüzeceğimiz Donaghadee kasabasına gelmiş ve soğuğa, yağmura aldırmadan her gün yüzerek hazırlanmıştık.
Ertesi gün Padraig tekrar aradı ve Pazartesi günü için bir şansımız olduğunu söyledi. Ama sadece tek bir gün müsaitti ve takım ayrı çıkacaktı, solo yüzücü ayrı yüzecekti. Bu da arkadaşlarım Emre Deliveli, Raha Akhavan –Tabatabaei ve Deniz Kayadelen ile beraber dört kişi yüzmemiz ve her birimizin en az üç veya daha fazla kez suya girmesi anlamına geliyordu. Takım kaptanımız Kamil Resa Alsaran da aynı gün kanalın tamamını tek başına yüzecekti.
Üstünde düşünmeyi bıraktım, çünkü düşünmek insanı paniğe sürüklüyordu. Takımıma karşı yapmam gereken bir görev vardı ve her birimiz elimizden geleni sonuna kadar yapacaktık.
Evet, başlıyoruz
Pazartesi sabahı saat 06.00’da yardımımıza gelen Ruth, bizi evden alıp arabasıyla buluşma noktamız olan Bangor Limanı’na götürdü. Ruth orada yaşayan ve yılın 365 günü yüzen Chunky Dunkers Grubu’ndandı. Eksik kişi olduğumuzu duyunca yardıma ihtiyacımız olduğu için hiç düşünmeden yardıma gelmişti. Teknemizde bize destek olacaktı.
Tüm eşyalarımızı teknemiz “Aquacholic”e taşıdık.
Kaptanımız Richard, Infinity’den yardımcımız Carmen ve hakemimiz Debbie ile tanıştık. Solo yüzücümüz Kamil Resa Alsaran ile vedalaşıp onu teknesine uğurladık. Biz dört kişi sırayla birer saat yüzerken O, tüm kanalı yani 38 kilometreyi baştan sona hiç durmadan yüzecekti. Geçen sene de denemişti ama 16 saatten sonra kaptanın hatası yüzünden kıyıya varamamış ve yüzmeyi bırakmak zorunda kalmıştı.
Hepimiz gergindik. Bir hafta Donaghadee’de soğuk yağmur demeden her gün, hatta bazen günde iki kere yüzüp suya soğuğa adapte olmaya çalışmış, üzerimize düşeni yapmıştık. Şimdi sırada soğukla ve denizanalarıyla mücadelemiz vardı.
Yüzmeye takımdan ilk Emre başlayacaktı. Hazırlandı ve kaptanın talimatıyla suya atladı. Kıyıda kayaların üstüne çıkması gerekiyordu. Ardından teknenin sireniyle yüzmeye başlayacaktı. Chunky Dunker’lar yüzücüleri uğurlamak için kıyıda toplanmışlardı. Bizden başka altı kişilik Amerikalı bir takım ve üç kişilik İrlandalı takım vardı. Hepimizin ilk yüzücüleri sırayla kayalardan yüzmeye başladılar.
Emre 1 saati başarıyla yüzüp sudan çıktığında, “su soğuk muydu” diye sordum, bakışlarını kaçırdı. Cevabını almıştım; su daha soğuktu ve bizi telaşlandırmamak için yanıtlamak istemiyordu. Ben de soru sormaktan vazgeçtim. Sıram geldiğinde sadece yüzüp 1 saati bitirmeye odaklanacaktım. Benim için her zaman “başlamak bitirmektir”. Kafamda hep bu düşünce yer alır.
Yok böyle bir soğuk
Suya atladım. Buzzzzzzz gibiydi, nefesim kesildi. Altımda “Lion’s Mane Jellyfish / Aslan Yelesi” denen turuncu kahverengi renkli, çok uzun, saydam uzantıları olan zehirli denizanaları vardı. Onlardan kaçmaya çalışarak bütün hızımla yüzmeye çalıştım. Açıkçası onlarla karşılaştıkça irkiliyordum. Havanın kapalı olması yüzünden çoğu altta yüzüyordu ve bu da bizim şansımızaydı.
Bu arada teknedekiler denizanası gördüklerinde düdük çalarak beni uyarıyor ve hızlı yüzmeye motive ediyorlardı.
Zaman çok yavaş akıyordu. Her 15 dakikada bir Carmen tabelaya kalan süreyi yazıp gösteriyordu. 40. dakikada önüme, ucu iple bağlı termosla sıcak zencefil çayını attılar. Sıcak çay içmek biraz toparladı vücudumu. Soğuktan parmaklarım kıvrılıyordu. Vücut soğuğa karşı kendini korumaya almış, kan el ve ayak parmaklarımdan çekilmeye başlamıştı. Bu durum hipoterminin başlangıcıydı. Sonunda 60. dakikam doldu ve sıradaki arkadaşım suya atlayıp arkamdan yüzerek önüme geçti. Ben de tekneye çıktım.
Tüm takım yüzmelerinde olduğu gibi başımızdaki hakem, bizden yüzüş sıramızı yazmamızı istemiş, bizler de yazıp imzalamıştık. Bu sıra tüm yüzüş boyunca sonuna kadar değişmeyecek ve her birimiz 60 dakikayı doldurmadan çıkmayacaktık.
İlk saatimi bitirmiştim. 12.5 derecelik suda 1 saat denizanaları arasında yüzüşümü tamamlamıştım ve bundan sonrasını da başaracağımı biliyordum. Arkadaşlarım Deniz ve Raha da sırayla atlayıp hepsi birer saatlik yüzüşlerini tamamladılar. Kaptan iyi ilerlediğimizi ama her seferinde ters akıntıya girmemek için maksimum hızla yüzmemiz gerektiğini söyledi.
Harika bir ekiple yüzüyorum
Arkadaşlarım; Emre Deliveli açık suda yüzmeye yeni başlamış, Manş’ı (İngiltere Fransa arası / 34 km) solo geçmek gibi büyük hayalleri olan bir yüzücü. Bu hayalini de 22-28 Ağustos tarihinde, yani siz bu yazıyı okurken inşallah gerçekleştirecek. Bizler de onun yanında olup kendisine destek olacağız. Onun solo yüzüşünden sonra da gene birlikte takım olarak Manş’ı yüzeceğiz.
Deniz Kayadelen şu an Londra ‘da yaşayan, yurt içinde ve yurt dışında katıldığı yarışlarda genel klasmanda ilk üçe giren çok hızlı, çok başarılı bir yüzücü. Takımımızın en hızlısı, lokomotif yüzücüsü. Bu geçişte soğuk sudan çekindiği için önce gelmekte kararsız kalmış ama ısrarımızla bizi yalnız bırakmamış ve takımıza güç katmıştı.
Raha Akhavan- Tabatabaei, aslen İranlı. Türkiye’de yaşayan, Sabancı Üniversitesi’nde Doçent arkadaşımız. Açık su yüzmelerine o da yeni başlamış ama azmi ve çalışmasıyla hızlanmış ve soğuktan etkilenmeden yüzen arkadaşımız.
Finale doğru
Kuzey Kanalı’nda gelgit her altı saatte bir kuzeye, ardından da güneye doğru akıyordu. Bu yüzden 12 saatin içinde yüzüşümüzü tamamlamamız önemliydi.
Suya üçüncü atlayışımda artık İskoçya kıyıları çok yakındı. Tüm hızımla yüzmeye çalıştım. Güneş çıkmıştı ve hava biraz daha ısınmıştı. Denizanalarını görsem de artık çok ürkmüyor, tüm hızımla yüzüyordum. Belki de kıyıya ben çıkacaktım. Bu düşüncelerle bir saatim daha doldu. Sudan çıkarak yerimi takım arkadaşım Emre’ye bıraktım, kıyıya çıkan yüzücü o olacaktı.
Kıyıya iyice yaklaştığımızda hakemin izniyle Emre’nin arkasından, Raha ve Deniz’le beraber üçümüz suya atlayıp kıyıya beraber yüzdük. İskoçya sahilinde Portpatrick Deniz Feneri altındaki kumsala çıktık. Vardığımız yer rüya gibiydi; kayalardan minik şelaleler akıyordu.
Bu zorlu etabı da çok güzel bir şekilde 12 saat 14 dakikada bitirmiştik. Hepimiz çok mutluyduk. Biz takım olarak yüzerken antrenörümüz ve takım kaptanımız Kamil Resa Alsaran da sola yüzüşünü tamamlamak üzereydi. O da bu parkuru 13 saat 55 dakikada hiç durmadan yüzüp tamamlayarak “Solo Yüzen İlk Türk”, “Kanalı Yüzen 67. Kişi”, “İlk Müslüman” ve “En Yaşlı Erkek Yüzücü” unvanlarını aldı.
Bu hepimiz için çok gurur vericiydi; hem solo hem takım geçişini aynı gün başarmış, Türkiye’den ilk geçen yüzücüler olmuş, bayrağımızı İskoçya’da dalgalandırmıştık.
Son söz;
Kuzey Kanalı, K.İrlanda ile İskoçya arasında en kısa yeri 35 km ve su ısısı 12 – 14 derece arası olan, zehirli denizanaları nedeniyle Yedi Okyanus geçişinin en zorlu etabı sayılmaktadır. Bu zorlu etapta beraber yüzdüğüm arkadaşlarım Emre Deliveli, Raha Akhavan-Tabatabaei ve Deniz Kayadelen’e ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Birlikte takım olarak kenetlenip çok güzel bir mücadele verdik. Başka parkurları da birlikte yüzmeyi diliyorum.
Editörün Notu:
Yasemin Bagana 7 okyanus geçişinde, Kuzey Kanalı dışında, Manş Denizini yani İngiliz Kanalı’nı üç defa takım olarak (ki son geçişi iki yön, yani İngiltere-Fransa-İngiltere durmadan), Cebelitarık Boğazını (İspanya- Fas) arasının tamamını baştan sona solo olarak, Catalina Boğazı’nı (Catalina Adası-Los Angeles arası) takım olarak yüzdü.
7 Okyanus geçişini tamamlamasına 3 geçiş kaldı; Japonya’da Tsugaru Kanalı, Yeni Zelanda’daki Cook Boğazı ve Hawai’deki Molokai Kanalı.
Bunların her biri çok zorlu etaplar. Ama artık ne Yasemin’i, ne de beraber yüzmekten keyif aldığı takımı durduracak ne denizanası var, ne soğuk, ne de başka deniz canlıları…
Başarılar Çılgın Türkler.@@