Röportaj: Erkan Sevinç
ZAMANSIZ KIYAFETLER
Moda, kadının beğenilme duygusuna hitap eder. Bütün kadınlar, farklı, güzel ve genç görünmek ister.
Artık kendi stilini yaratmak, tarzını belirlemek moda. Herkesin yaptığını yapmak, taklit etmek, kopyalamak sıradan olmakla aynı anlama geliyor. Farkı ve kaliteyi yakalayan dikkat çekiyor. Taklit eden değil.
Aldığımız ürünün kaliteli ve almaya değer olduğunu anlamamız için bazı kriterlere sahip olması şart. Bunların başında ise diğerlerinden farklı olması, bir stile sahip olması ve belli kalite standartlarını yakalamış olması geliyor. Bu görüş moda tasarımcılarını ön plana çıkarıyor.
Ünü Türkiye’nin sınırlarını aşmış, 2005 yılında Moda Türkiye sitesi tarafından en iyi tasarımcı seçilen Jeyan Gedik bu ay “Bir Kadın Bir Erkek”te…
Zamansız kıyafetlere imza atıyorsunuz?
Doğu’yu ve Batı’yı sentezleyip kendi tarzımı da içine katıyorum. Böylelikle zamansız kıyafetler ortaya çıkıyor. Yılın trendlerini genel anlamda koleksiyonlarıma yansıtıyorum. Fakat tarzımın temeli, antik dönem kültüründen aldığım ilhama dayanıyor. Yaptığım bir tasarımı 5-10 yıl sonra da rahatlıkla giyebilirsiniz.
Sadece zamansız değil doğal ürünler kullanılarak ortaya çıkan kıyafetler…
Evet. Natura koleksiyonum, aslında bir koleksiyon olmasından çok, kendine ait bir felsefeye sahip. Bu koleksiyonumda sadece doğal kumaşlar kullandım. Pamuklu, viskon, tencel, keten, lyocell gibi tamamen bitkisel içerikli kumaşlar kullandım. Bu malzemeler tenimizle dost ve içinde rahat hissettiğimiz kumaşlar. Bu kumaşları kullanarak öncelikle, çevreye verdiğim zararı minimuma indirmiş oluyorum. Günümüzde yaygın olarak kullanılan kumaşlar, üretim aşamasında birçok kimyasal işlemden geçiyor. Bunun sağlık açısından bize, geleceğimiz açısından da çevreye zararı büyük. İşte bu yüzden Natura koleksiyonum ayrı bir mesaj içeriyor. 4 yıl önce başladım bu koleksiyona. Başlangıçta doğal kumaşlar, doğal malzemeler bulmakta zorlandım. Genel hatlarıyla minimalist çizgilerin ağırlıkta olduğu bir çalışma oldu. Koleksiyonumda istiridyeler, deniz kabukları ve gerçek kristal camlarla işlediğimiz gelinlikler var. Doğal malzeme, doğal astar, pamuklu danteller, liyosel ve viskon. Müşterilerimin çoğu bunun farkında olarak geliyorlar. Tüm dünyada trendler de bu yönde ilerliyor. Türkiye’de ise ipliğinden çiçeğine doğal ürünler kullanan bir tasarımcı olarak bu akıma öncülük ediyorum.
Hem de tasarımı sonra seçen aslında arkeolog biri olarak…
Çizim merakım 4 yaşına kadar gidiyor. Babam Kıbrıs’ta görevliyken gönderdiğim mektuplarda modeller çiziyormuşum. İlk, orta, lise yıllarımda bazen derslerde bile çizim yapardım. Liseden sonra Moda Tasarım okudum. Sonra Ege Üniversitesi Klasik Arkeoloji bölümünü bitirdim. Ayrıca arkeolojiyi de iyi ki okumuşum. Yaz sezonunda kazılara da gittim. Efes gibi dünyaca ünlü kazılarda çalıştım. Fakat daha sonra arkeolojiden vazgeçmek zorunda kaldım. Çünkü içimde önüne geçilemez bir tasarımcı olma isteği vardı. Kazılarda çıkan buluntuları teknik olarak çizip, restore ediyordum.
Arkeoloji uçsuz bucaksız bir ilham kaynağı benim için. Tasarım yaparken her şeyden esinlenebilirsiniz. Bir figürden, bir renkten. Genel anlamda baktığınız da tasarımlarımda arkeolojiyi hissedebilirsiniz.
Ve Zuhal Yorgancıoğlu ile başlayan moda yaşamı…
Evet, profesyonel hayatıma Zuhal Yorgancıoğlu ile başladım. Hem asistanıydım, hem modellik yapıyordum. 14 yıl önce de Jeyan Gedik markasını resmen hayata geçirdim ve kendi adımı taşıyan modaevini açtım. Zuhal hanım bir efsane. Ondan çok şey öğrendim. Sabırlı olmayı öğrendim. Sanatın inceliklerini öğrendim. Ayrıca bir kadın olarak duruşu beni hep etkilemiştir. Zuhal Yorgancıoğlu sadece İzmir için değil, Türkiye için çok önemli bir değerdir. Çizimlerinden çok etkilenmişimdir. Muhteşem çizimleri vardır.
Tasarımlarınızı hazırlarken nelere dikkat ediyorsunuz?
Ne yapacağını bilmek çok önemli. Tasarımı yaptıktan sonra dikim ekibine kıyafetin tüm detaylarını içeren açıklamaları ve teknik çizimini veririm. Tasarım önemli. Ama dikişin kalitesi de bir o kadar önemli. İyi bir tasarım ama kötü bir dikiş hiçbir şey ifade etmez. İkisi de mükemmel olmalı. Kalite çok önemli. Çünkü günümüzde müşteriler çok bilinçli. Benim müşterilerim kaliteye ve tasarıma çok önem veren kişiler. Onlara istediklerini fazlasıyla vermek zorunda hissediyorum kendimi. O yüzden çok çalışıyorum. Kumaş seçimleri de çok önemli. Hepsi bir bütün.
Haute Couture müşterisi, hassas, detayları seven, trendleri bilen kaliteye önem veren müşteridir.
Evet. Hazırda istediğini bulamamıştır ve mükemmel olması isteğiyle bana gelmiştir. Müşteri geldiğinde öncelikle onu dinlerim. Koleksiyonumdan birkaç kıyafet giyer. Sonra onunla birlikte prova aynasının karşısına geçip,tek tek göstererek önerilerimi aktarırım. Tasarımın çizimini yaparım. Aksesuarla ilgili de konuşuruz. Gelinliğe göre aksesuar tasarımı da yapıyorum. O büyük gün için giyeceği, takacağı, her şeyle ilgilenirim. Provaların sonunda, elbiseyi ya da gelinliği nasıl kullanacağını nasıl yürüyeceğini anlatıp, gösteririm.
Bu senenin gelinlik modası nasıl?
Gelinlikte trendler, bedene oturan, bol volanlı, bol dantelli, dekolte modeller.Danteller transparan veya cappicuno rengi kumaşlarla dubleleniyor. Daha çok minimalist çizgiler gündemde. Bohem ve vintage tarzı her zamanki gibi en çok tercih edilenlerden.
Abiyede renkte jeyan var mı?
Jeyan okyanus mavisinin en koyu tonu. Babam denizci olduğu için okyanustaki en koyu mavi anlamına gelen Jeyan ismini koymuş bana. Küçükken pek sevmiyordum ismimi. Çünkü kimse söyleyemiyordu. Mavi tonları var tabii. Ama kırmızı tonları daha çok gündemde.
Dikkat ediyorum da, gece kıyafetlerinin altına yüksek topuklular değil spor ayakkabılar giyiliyor…
Noctrune trend ile gece giyimi baştan aşağı gündüze uygun hale geliyor. Örneğin pijamalar, iyi bir dikimle gündüz giyime uygun hale getiriliyor. Gece giyilen geniş pijamalar, gecelikler, sabahlıklar gündüze de uyarlanıyor. Kloş siluetler yerine, incelen etek uçları tercih ediliyor. Spor ayakkabı giyilebilir ama o kadar ince bir çizgi ki. Kıyafetle spor ayakkabıyı çok iyi kombinlemeniz gerekiyor.
Siz nasıl giyiniyorsunuz? Kendinize tasarım yapabiliyor musunuz?
Modacı olarak çok sade giyindiğimi söylerler. Yapı olarak da böyleyim .Tercihim sadelik ve doğallıktan yana. Kendime tasarım yapmak çok zor. Birini karşıma alıp yapmak daha kolay. Ama sonuçta kesinlikle kendi tasarımımı giyerim.
Stil danışmanlığı da yapıyorsunuz. Nedir sizce stil?
Kişinin kendisini ifade edecek şekilde giyinmesi. Stil kişinin kim olduğu ile ilgili. Kişi tarzını belirlemeli. Çünkü artık moda bu.
Yine yeni bir oluşuma öncülük ediyorsunuz. Stil danışmanlığı isteyen müşterilerinize “Gardrop” hazırlıyorsunuz.
Bu sezon yeni oluşturduğum “Gardrop” hizmetimiz başladı. Müşterilerimize bu konuda da seçenekler sunuyoruz. Sezonluk gardrop hazırlıyorum. Tasarımdan üretime. Böylelikle belli bir tarzınız oluyor. Ve parçalar birbirine karışmıyor. Ayrıca birbirleriyle rahatça kombinlenen kıyafetler tasarladığım için her gün, ne giyeceğim derdi de ortadan kalkıyor.
Sizce insanlar kendilerini giysileriyle ifade edebiliyorlar mı yoksa akıntıya mı kapılmışlar?
Herşey çok karıştı, herkes her şeyi yapıyor. Bol paça dar paça, uzun etek, kısa etek. Çiçekli kumaş, çizgili, puantiyeli. Bu ne anlama geliyor? Kişi artık kendi tarzını belirlemeli. Giydiğiniz kıyafet sizi yansıtmalı, kişiliği olmalı. Bir başkasını taşımayın üzerinizde. Çoğu insan akıntıya kapılmış gidiyor.
Fransa’da ürünleriniz satılıyor. Kısa sürede marka oldunuz. Sırada ne var?
Aslında çok da kısa sayılmaz. Fakat attığım ilk adım doğru bir adımdı. İlk koleksiyonumu Paris’te sergilememin önemli rolü oldu. Ekolojik ürünlerle fark yaratmamım da. Kendi markamı daha da ileri götürmeyi düşünüyorum. Amerika, Avustralya ve Katar’da görüştüğümüz firmalar var. Ürünlerimi satmak istiyorlar. Yurt dışına daha da çok açılma arifesindeyim.
Jeyan Gedik iş dışında neler yapar?
İşim hayatım içinde. Bir parçası değil. İç içe… İş dışında oğlum Atlas’la vakit geçiririm. 9 yaşında, çok hareketli bir çocuk. Rock müzik dinlemeyi severim. Müziksiz yapamam. Kitap tercihlerimin başında biyografiler gelir. Yaşanmış hayatlar, diğer kitap türlerine göre daha gerçekçi geliyor bana. Tabi seyahati de çok seviyorum. Tüm kazancımı seyahate harcayabilirim. Şu anda en çok gitmek istediğim yer Filipinler. Gittiğim yerlerden tasarımlarımda kullanabileceğim malzemeler almayı severim. Ayrıca otomobil kullanmayı çok seviyorum. Uzun yolculukları, yeni yerler görmeyi, farklı mutfaklar denemeyi çok seviyorum. Dergilere ve internet sitelerine yazı yazıyorum. Daha sonra, yıllardır yazdığım bu yazıları derleyip bir kitap yapmayı düşünüyorum.